Tarım ve Orman Bakanlığı, halk arasında çok merak edilen ve yanlış bilinenleri ''Bunları biliyor musunuz?'' sayfasında soru-cevap şeklinde yayımladı. İşte, en çok merak edilen sorular ve cevapları:
Tavuğun geç pişmesi ırkıyla ve yaşıyla ilişkilidir. Endüstride hızlı yetişen ve kolay pişen tavuk ırkları üretildiği için markette aldığınız tavuk çok daha kolay pişmektedir. Köy tavukları geç pişer çünkü genellikle kesime uygun çabuk gelişen etlik piliç (broiler) türleri beslenmez. Köylü öncelikle tavuğun yumurtasından olabildiğince uzun süre faydalanmak ister. Öte yandan tavuğu olabildiğince uzun süre yumurtasından faydalanmak için yumurtadan kesilinceye kadar kesimlik olarak satmaz. Yani köy tavuğunun daha geç pişmesi, besilik olarak özel yetiştirilen broiler gibi genç değil daha yaşlı olması ve tavuk ırklarının farklı olmasından kaynaklanmaktadır.
Tavuk etini pişirmeden önce suda yıkamaya gerek yoktur, tavuğu iyice pişirmek yeterlidir. Tüm diğer gıdalarda olduğu gibi pişme esnasında varsa tavukta bulunabilecek mikroorganizmalar da yapılacak yeterli pişirmeyle elemine edilecektir.
Etler yıkandığı zaman üzerlerinde bulunabilecek mikroorganizmaları mutfağın diğer yerlerine bulaştırma riski doğmaktadır. Bu nedenle çok kirli gördüğümüz kısımlar var ise buralar yıkanmak yerine, kesip uzaklaştırılabilir.
Tüketiciler tarafından yumurtaların dış kabuklarındaki kirlerin yıkanınca temizleneceği düşünülmektedir. Ancak yumurta yıkandığı zaman üzerinde bulunan mikroorganizmalar, yumurta kabuğunda bulunan ve gözle görülmeyen gözeneklerden içeri girer ve yumurtanın bozulma riskini artırır. Hazır ambalajlı yumurtalar yıkanmadan gıda ile teması uygun kapaklı kaplarda muhafaza edilmelidir.
Zehirli bileşiklerin büyük çoğunluğu ısıya dayanıklıdır ve pişirmekle, kaynatmakla veya kurutmakla mantarın zehirliliği ortadan kalkmaz. Bu sebeple doğadan toplanan mantarlar, yenilebilir olduğundan emin olunmadığı sürece hiçbir şekilde tüketilmemelidir.
Yoğurt, krema, reçel, salça, ekmek, meyve suları gibi su oranı yüksek ürünler, kırmızı et, beyaz et sosis, salam gibi et ürünleri, yumuşak sebze ve meyveler (salatalık, domates, şeftali vb.) ve pişmiş yemeklerde küflenme varsa o bölge kesilse bile tüketilmemesi önerilmektedir. Çünkü oluşan küflere ait miseller gözle görülür olmasa dahi gıdanın derinliklerine doğru gelişim gösterebilir ve bazı küf türleri insan vücuduna zararlı toksin denilen zararlı bileşikler üretebilir.
Temiz sulardan elde edilmiş taze balık, bekletilmeden uygun şekilde pişirilip taze yoğurtla birlikte tüketildiği zaman zehirlenmeye sebep olmadığı bilinmektedir. Balığın yapısında histamin denilen proteinin miktarı, bayat balıkta artış gösterir. Balık sudan çıkartıldıktan sonra hızlıca soğutulmazsa histamin artışı görülür ve bu şekilde beklemiş balık tüketildiğinde histamin vücutta alerjik reaksiyonlara ve beraberinde olumsuz etkilere ve zehirlenmelere yol açabilir. Yoğurtta da histamin adlı madde bulunur. Taze olmayan balıkla birlikte yoğurt tüketilmesi histamin artışına neden olacağı için tavsiye edilmemektedir. Ancak burada önemli olan balığın tazelik derecesidir. Bu nedenlerden dolayı eğer balığın tazeliğinden eminsek, balıkla birlikte yoğurt tüketilmesinin herhangi bir sakıncası olmayacaktır.
Esmer şeker, beyaz sofra şekerine renk vermek üzere şeker kamışı melası ilavesiyle elde edilmektedir ve temel bileşeni beyaz sofra şekeridir. Bu sebeple esmer şeker, beyaz sofra şekerinden daha sağlıklıdır denilemez. Dünya Sağlık Örgütü, serbest şeker tüketiminin toplam enerji alımının %10’undan azına düşürülmesini tavsiye etmektedir. Dolayısıyla aşırı şeker ve şekerli ürün tüketiminden kaçınılmalıdır.
Zeytin çekirdeğin siyah olması olgunluğu ile ilgilidir. Ağaç üzerindeyken zeytin olgunlaştıkça siyah/mor renge sahip fenoller zeytinin kabuğundan başlayarak çekirdeğine doğru ilerler. Tam olgun zeytinlerde bu fenoller çekirdeğe ulaşır ve çekirdeğin rengi siyaha dönüşür.
Süt ve süt ürünleri yüksek oranda içerdiği kalsiyum nedeniyle kemik gelişimini erken yaşlarda desteklediği gibi ileriki yaşlarda da kemikler üzerine faydası bulunmaktadır. Ayrıca bu ürünler içerdikleri protein, vitamin vb. diğer besin ögelerini de içerdiğinden yeterli ve dengeli beslenme açısından tüketimi önemlidir. Laktoz veya kazein adlı süt bileşenlerine alerjisi olmayan her yaş grubunun süt ve süt ürünlerini tüketmesi gerekir.
Şunlara da göz atın;