Çünkü neden bilmiyorum… KÜSTÜM BEN.
Neye, kime, niçin bilmiyorum ama küsesim var.
Canım burnumda.
İlkokulda olsam ne kolay olurdu; çekerdim yanımdakinin saçını, öğretmen kızıp tek ayak üstünde kaldırırdı tahtaya...
Alırdım hırsımı.
Oturduğumda da arkadaşımla barışmış olurduk.
Belli bir yaştan sonra saç çekilmiyor, ne kötü; oturduğunda affedecek arkadaş da kalmadı.
Canım hiç bir yere gitmek istemezken gittiğim yerler için ilk şart; hafta içi olması...
Burada anlaşalım. Hafta sonuna denk gelirse canınız başka şeyler yapmak istemeyebilir.
Aman diyeyim, İstanbul bunun için fazla kalabalık bir şehir.
Sabah çok erken saatlerde kalkıp İstanbul’da insanlar deliler gibi Eminönü’ne giderken ben tramvayla Çemberlitaş durağında inerim.
Nuruosmaniye Camii avlusunu geçip Kapalıçarşı’ya girer, yerleri süpüren dükkan sahiplerini, camlarını gazete kağıdıyla silen kalfaları görerek yürürüm.
Bu bile içime bir su serper. "Bak Elif, hayat başkaları için devam ediyor" dedirtir.
Ayaklarım beni Tuşba Meze’ye götürür. İyi yemek, insana moral veren şeylerin başında gelir.
Tuşba’da bir soğuk sandviç yerim, sonra Şütte de bal kaymak…
Ohh, bak bir kendime geldim.
Sonra çıkar o karbonatlı, fazla köpüren çaycı, Türk kahvesinden de patlatırım.
Kılıçlar kapısının orada isimsiz bir çaycı var mesela.
Çayın yanına da 51 yıldır Kılıçlar Kapısı’nda kek yapıp satan Esat Bey’den kek alırım. Kalanını eve götürürüm.
Sonra başlarım vitrin bakmaya.
Kapalıçarşı’nın büyülü bir iyileştiriciliği var.
Orhan Veli "Kapalıçarşı kapalı kutu" derken ne de güzel demiş.
Gördüğüm ibrişim ipler, bakırdan gümüşten hamam tasları, altından takılar, yöresel tuhaf kıyafet parçaları, hepsi bu zamana ait dertleri unutmama yardım eder.
Erzincanlı Eğin Tekstil (DR Un Yeri diye de bilinir) ziyaret duraklarımdandır. Battaniyeleri, havluları ve ipekleri ile şahane dokumaların adresi.
Sonra Sivaslı Yazmacı Murat Haşhaş; ilginç bir kişilik. Dükkanında her tür kumaş var. Dünyanın dört bir yanından; yok artık, bu da mı diyeceğiniz modacılar müşterisi.
Eee, bak öğlen oldu, yine acıktık…
Doğan Kebap
Mardinli Doğan Kebap muhteşem güvecin adresi; benim favorim. Esnafın yemek yediği yere güvenirim ben. Tırnaklı pide ile bana bana yiyip kalkarım.
Bedestene geçer gümüşe de doyarım. Sonra çarşının dışına çıkar, Nuruosmaniye Caddesi’ne geçerim.
Abdulla’da son kahvemi içer, aslında hayat o kadar da kötü değil be diyerek evin yolunu tutarım. Al sana canın bir yere gitmek istemediğinde gideceğin yerler listesi...
Selam ile.