Beslenme, sağlığın en temel anahtarlarından biridir. Sağlıklı ve dengeli bir beslenme planı sayesinde oluşabilecek hastalıklara karşı koruma sağlayabilir, diyabet, obezite gibi hastalıklara yakalanma riskinizi düşürebilirsiniz. Konu beslenme olduğunda bazı besinler tartışmalı olsa da, tüm uzmanların kabul ettiği bazı gerçekler bulunuyor. Sağlık sitesi Healthline'ın haberine göre, hemen hemen herkesin hemfikir olduğu beslenme gerçeklerini bu yazımızda inceliyoruz.
İşlenmiş gıdaların tadını iyileştirmek için üreticiler genellikle onlara şeker katarlar. Bu şeker türü ilave şeker olarak bilinir. Eklenen şekerin yaygın türleri arasında sofra şekeri (sakkaroz) ve yüksek fruktozlu mısır şurubu gibi şuruplar bulunur. Herkes çok fazla ilave şeker yemenin sağlıksız olduğunu bilir. Fruktoz, karaciğer tarafından metabolize edildiği için yüksek miktarda alındığı takdirde, yağlı karaciğer hastalığı, diyabet, obezite ve yüksek kolesterol riskini artırır.
Omega-3 yağ asitleri insan vücudunun düzgün çalışması için son derece önemlidir. Örneğin hayvanlardan elde edilen bir omega-3 yağ asidi olan dokosaheksaenoik asit (DHA), beyindeki toplam yağ içeriğinin yaklaşık %10-20'sini oluşturur. Düşük omega-3 alımı, düşük IQ, depresyon, çeşitli zihinsel bozukluklar, kalp hastalığı ve diğer birçok ciddi hastalıkla ilişkilidir. DHA ve EPA içeriği yüksek olan besinleri beslenmeye dahil etmek, bazı hastalıklara yakalanma riskinizi düşürebilir.
İnsanların hepsi benzersizdir. Genetik, vücut tipi, fiziksel aktivite ve çevredeki ince farklılıklar, hangi diyet türünü uygulamanız gerektiğini etkileyebilir. Bazı insanlar düşük karbonhidratlı bir diyetle en iyi sonucu alırken, diğerleri vejetaryen yüksek karbonhidratlı bir diyetle daha iyi durumda olur. Gerçek şu ki, bir kişi için işe yarayan şey bir sonraki kişi için işe yaramayabilir. Bu yüzden uzman diyetisyenlerden yardım alarak kendiniz için en uygun diyeti oluşturabilirsiniz.
Bitkisel yağlar hidrojenlendiğinde yan ürün olarak trans yağlar oluşur. Gıda üreticileri, margarin gibi ürünlerde kullanılmak üzere bitkisel yağları sertleştirmek için sıklıkla hidrojenasyonu kullanır. Yüksek miktarda trans yağ alımı, abdominal obezite, iltihaplanma ve kalp hastalığı gibi çeşitli kronik hastalıklarla ilişkilidir. Bu yüzden trans yağları beslenmeden tamamen çıkarmak en iyisidir.
Sebzeler, vitaminler, mineraller, lifler, antioksidanlar ve bilimin yeni ortaya çıkarmaya başladığı sonsuz çeşitlilikteki eser besin maddeleri açısından zengindirler. Gözlemsel çalışmalarda sebze yemek, daha iyi sağlık ve daha düşük hastalık riski ile ilişkilidir. Beslenmenize her gün çeşitli sebzeler eklemek, sağlığınız açısından verimli sonuçlar verir.
D vitamini aslında vücutta hormon görevi gören eşsiz bir vitamindir. Cilt, güneşten gelen ultraviyole ışınlara maruz kaldığında D vitamini üretir. Ancak bugün dünyanın büyük bir kısmı bu kritik besin açısından yetersizdir. D vitamini eksikliğiniz varsa, aslında vücudunuzda önemli bir hormon eksikliğiniz var demektir. Bu eksiklik, diyabet, kanser, osteoporoz ve diğerleri dahil olmak üzere birçok ciddi hastalıkla ilişkilidir. D vitamini eksikliğinden kaçınmak için, D vitamini içeren besinleri mutlaka beslenmenize ekleyin.
Karbonhidratlar ve yağlar hakkında birçok farklı görüş vardır. Ancak hemen hemen herkesin hemfikir olduğu şey, rafine edilmiş karbonhidratların, rafine edilmemiş karbonhidratlar kadar sağlıklı olmadığıdır. Rafine edilmemiş karbonhidratlar temel olarak karbonhidrat açısından zengin olan bütün gıdalardır. Bunlara tam tahıllı tahıllar, fasulye, sebze ve meyveler dahildir. Rafine karbonhidratlar ise şeker ve rafine undur. Rafine edilmiş karbonhidratların tüketilmesi de kan şekerinde hızlı artışlara neden olur. Ayrıca lif ve vitaminlerden yoksun olmanıza yol açabilirler.
Bir multivitaminden alabileceğiniz vitaminler ve mineraller, gıdalardaki toplam besin miktarının sadece küçük bir kısmıdır. Bu nedenle takviyeler, gerçek gıdalardan aldığınız besin çeşitliliğiyle eşleşemez. Bununla birlikte, pek çok takviye faydalı olabilir, özellikle de D vitamini gibi genellikle diyette eksik olan besinleri içerenler faydalı olabilir. Ancak hiçbir takviye beslenmenin yerine geçemez ve bilinçsizce kullanılmamalıdır.
Diyetler kısa vadede sonuç verebilir. Ancak diyet süreniz bittiğinde ve tekrar abur cubur yemeye başladığınızda, verdiğiniz kiloları tamamen geri alabilirsiniz. Bu yüzden bir süre diyet yapıp bunu bırakmak yerine, yaşam tarzı değişiklikleri yapmanız daha iyi sonuç almanızı sağlar.
İşlenmiş gıdaların birçoğu ne yazık ki sağlıksızdır. Gıda işleme sırasında gıdadaki faydalı besinlerin çoğu ortadan kaldırılır. Gıda üreticileri sadece lif gibi sağlıklı besinleri çıkarmakla kalmaz, aynı zamanda yiyeceğin tadını iyileştirmek için ilave şeker ve trans yağlar eklenir. Bu yüzden işlenmiş gıdalar yerine, işlenmemiş gerçek gıdaları tüketmek daha sağlıklıdır.
Şunlara da göz atın;