Aila’nın yeni menüsüne Kemal Can Yurttaş dokunuşu
Fairmont otel İstanbul’un restoranı Aila’ya uzun zaman sonra ilk kez gittim.
Türk mutfağının yeni nesil temsilcisi mekana gitmemin sebebi ise şef Kemal Can Yurttaş’ın Aila’nın mutfağının başına geçmiş olması.
Chef de Cuisine olarak yepyeni lezzetlere imza atan Yurttaş, özellikle yöresel ürünler ve Türk mutfağı üzerine uzman bir genç şeftir.
Alancha, House of Brothers, Yek Alaçatı ve The Steeve gibi iddialı mekanlardan sonra Aila’nın başına geçen şef, geleneksel Türk mutfağını çağdaş yorumlarla ve coğrafi işaretli ürünlerle sunuyor.
Daha önce bir benzerine rastlamadığım ciğer filetosu ise bir efsaneydi!
“Başka ne yenir?” derseniz; büş peyniri kreması, ananaslı vinegret ve mikro yeşillik ile sunulan pancar ikilemesini, Bozkır tahini, kavrulmuş susam, beyaz çikolata ve fesleğenli dövme köz patlıcanı, kuru Arnavut biberini, acı yağ, paprika ve füme bonfilenin eşlik ettiği karamelize yoğurt atomu ve taze soğan sos, dilim salatalık, maydanoz yağı ve dereotu ile lezzetlendirilmiş tütsü somonu deneyin derim.
Topaz’dan yeni mönü
2007 yılından bu yana fine dining konseptiyle hizmet veren Topaz için Boğaz’ın en güzel manzaralarından birine sahiptir desem yalan söylemiş olmam.
Bu sezon, bar ve restoran alanının hemen yanına bir de lounge bölümü eklediler.
Mutfağının başında ise çağdaş Akdeniz mutfağının en iyi örneklerini sunan şef Mahmut Cansever bulunuyor.
Mönüde öne çıkanlara gelince; maş fasulyesi, yeşil elma, göbek, roka ile karides tabule salatasından, Antep fıstığı ve pancar soslu keçi peynirinden, baklava hamuru içinde deniz mahsülleri böreğinden, iç pilav, tatlı patates püresi; kök ıspanak ile servis edilen kuzu omuz tandırdan, közde pişirilmiş patlıcan püreli levrek ızgaradan bahsedebilirim.
Çırağan Sarayı’na Özel Çay Koleksiyonu
Çırağan Palace Kempinski İstanbul bir yıl kadar önce önce dünyanın dört bir yanından gelen konuklarına özel bir hediyelik olarak sunmak adına Saray ve Otel’e özel bir çay koleksiyonu yaratmak için kolları sıvamıştı.
Hem üretimde hem de kalitede özel harmanlar yaratılması için Çırağan Palace Kempinski İstanbul’un yolu Türkiye’nin önde gelen gastronomi yazarlarından ve aynı zamanda bir çay sommelier’i olan Ebru Erke ile kesişmişti.
Bu işbirliği neticesinde Himalaya Dağları’dan Japonya’ya Türkiye’den Sri Lanka’ya kadar çayın peşinden koşmuş Ebru Erke; İstanbul’un en özel noktalarından biri olan Çırağan Palace Kempinski İstanbul’a özel harman çaylara imzasını atmış oldu.
Karadeniz’de sadece elle toplanan ve en nadide yapraklarla Çırağan Sarayı’na özel olarak oluşturulan yeşil çay harmanları mandalinalı çileklisinden portakal çiçeklisine, yaban mersinlisinden greyfurtlusuna tam altı farklı çeşitten oluşuyor.
Bu özel çay koleksiyonu otelin Boğaz’a karşı en keyifli mekanlarından Gazebo Lounge’da gün boyunca tadılabileceğiniz gibi, Çırağan Sarayı’nın online alışveriş sitesi www.ciraganpalaceshop.com dan da temin edebilirsiniz.
Venedik Sarayı’nda İtalyan lezzetleri
İstanbul’un İtalyan Başkonsolosluğu harika işlere imza atıyor.
Geçenlerde de bunlardan biri olan bir yemek daveti verdiler.
Bu yemekte Türkiye’de yaşayan İtalyan şefler Eataly Executive Chef’i Claudio Chinali, Divan Executive Chef’i Giancarlo Gottardo, Scalini Restaurant şefi Luigi Mariconda İtalya’nın farklı bölgelerine ait lezzetler hazırladılar.
Menüde pizza hamurunda domates, soğan, ançuez, kekik ve Caciocavallo peyniri; patlıcanlı, kapari, domates ve yeşil zeytinli Bruschetta; Ricotta peynirli ve Antep fıstıklı krema ve bitter çikolata par��alı marzipan gibi lezzetlerin yanısıra; İtalyan şair Dante’nin yaşadığı döneme ait tariflerin yer aldığı dünyaca ünlü “Libro dello Cocina” adlı tarif kitabından ilham alınmış tarifler de deneyimlendi.
Menüde Ribollita, kara lahana, pırasa ve fasulyeli bayat ekmek çorbasına; Keçi peyniri ve konfit ördek ile Kavılca buğdaydan Risottoya; Kurutulmuş meyve, kuru meyveli ekmek çorbasına; karaciğer sosu ile doldurulmuş serbest dolaşan tavuk sarmaya; baharat ile tatlandırılmış, çıtır nugata ve böğürtlen sos ile manda sütü dondurmaya yer almıştı.
“Bir Sofra” teması
Mutfakta prestij ve mükemmelliğin simgesi Le Cordon Bleu, 10. Kuruluş yılı ışığında ünlü mezun şefleri ve sektörün kanaat önderleriyle birlikte, 2022 gastronomi trendlerini “Bir Sofra” teması altında buluşturdu.
Geçen hafta Fransız Sarayı’nda yapılan 5. Gastronomi Trendleri toplantısının ilk bölümünde Le Cordon Bleu mezunları, farklı mutfak kültürleri ile zenginleşmiş coğrafyamızda, bu birlikteliğin kendi mutfaklarına nasıl ilham verdiğini paylaştılar.
İkinci bölümde ise, Özyeğin Üniversitesi Le Cordon Bleu Türkiye Direktörü Defne Ertan Tüysüzoğlu ve mezun şefler, yurdun dört bir yanından küçük ölçekli kadın üreticiler ile beraber gerçekleştirdikleri 8 Mart Dünya Kadınlar Günü projelerini konuklara anlattılar.