Güzeller güzeli Sermonde ve kocası Avignon dükü Raymond... Aslında hikaye bildik... Trajik. Sermonde avlanmaya giden kocası tarafından sürekli yalnız bırakılınca birine aşık olur. Genç ve yakışıklı Guillaume... Dük çok geçmeden karısını ve aşığını öğrenir. Ve genç Guillaume'u ava davet eder. Guillaume maalesef avın kendisi olduğundan habersizdir. Dün genç aşığı öldürür, kalbini çıkarır ve oldukça lezzetli ama acı bir sosla karısına yedirir. Aşığının başına gelenleri öğrenen Sermonde, yemek masasından kalkarken kocasına seslenir ''Bu kadar güzel bir yemeğin üzerine artık ne tatsam boş...'' Sonra gidip kendini şatonun duvarlarında aşağı atar. Denilen o ki, Sermonde'un kanıyla yıkanan dağlar yarlar Rousillon'un bugünkü kırmızı rengini oluşturur...
Provence deyince akla kuşkusuz üzüm bağları ve lavanta tarlaları geliyor. Eğer bu bölgeye yolunuz düşerse mutlaka ziyaret etmeniz gereken Rousillon, Gordes ve Aix en Provence... Kaydetmekte fayda var. Cezanne... Ah o tabloları, canlı canlı görüyorsunuz adeta... Ve Van Gogh... Özellikle sarı dönemini burada yaratmış, hani kocaman sarı ayçiçekleri, hatırlarsınız... Doğa öylesine muhteşem ki nereye bakacağınızı şaşırıyorsunuz... Mor lavanta tarlaları, yemyeşil üzüm bağları, sapsarı tarlalar... Doğal sanat kokuyor her taraf... Kasabalar masallardan fırlamış gibi, taş sokaklar, şatolar, rengarenk evler...
Ne mi yiyeceğiz peki? Bölgede restoran çok, ünlüsü ünsüzü, yıldızlısı.. Size Gordes'daki L'Outsider dan bahsedeceğim. 6 masalık küçücük bir mekan. Tamamen yerel ürünlerle mönü oluşturmuşlar. Aile restoranı. Provençal yemekleri tadabileceğiniz bir mutfak, kesinlikle öneririm. Kaz ciğeri, patlıcan pate ve tabii ki et müthiş ama asıl favorim, somon oldu. Krem brüle gibi pişirilmiş somon adeta ağzınızda hem çorba hem de ana yemek tadı bırakıyor enfes.
Gelelim bizim ailecek çok ama çok sevdiğimiz ''Ratatouille'' (ratatuy) tarifine. Ratatuy, ilk kez XVIII yüzyılda kazan yemeklerine verilmiş ad, Eskiden yoksul köylülerin yemeği sayılırmış. Sebze artıkları bir arada kaynatılır ve yenilirmiş. 1930 yılında ise bu yemek Nice'li bir aşçı sayesinde dünyaca ünlü oldu. Orijinal tarifinde biber domates soğan ve sarımsak var ama sonrasında patlıcan da eklendi. Bu bölgenin en güzel yemeklerinden biridir. Afiyet olsun.
Hazırlanışı: Sos için; yemeklik doğranan soğanları sarımsakla birlikte kavurun. Üzerine doğranmış domatesleri ve baharatları ilave edin. Domatesler yumuşayınca ocaktan alın, arzu ederseniz blenderdan geçirebilirsiniz. Sosu fırın kabının tabanına yayın. Sebzeleri aynı kalınlıkta olacak şekilde doğrayın. Tuz ve karabiber ile lezzetlendirin. Sosun üstüne dizin. Üzeri için gerekli malzemeleri karıştırın ve sebzelerin üzerinde gezdirin. Üzerini kapatıp önceden ısıtılmış 180 derece fırında 30 dakika pişirin. Daha sonra üzerini açın ve sebzeler yumuşayana kadar pişirmeye devam edin.