Hipoglisemi, kan şekeri seviyesinin normalin altına düştüğü bir durumdur ve ciddi bir sağlık sorununa neden olabilir. Bu durum genellikle diyabet ile ilgilidir. Ancak bazen ilaçların yan etkisi olarak da diyabet olmayan kişilerde de kan şekeri düşebilir. İlaçtan bağımsız olarak reaktif hipoglisemi dediğimiz ani kan şekeri düşmeleri de yaşayan kişiler olabilir. Beyin her ne kadar enerji yakıtı olarak glikoza bağımlı ise de keton cisimleri denilen bir yakıt cinsini de alternatif olarak kullanabilir. Yağların yıkımı ile oluşan keton cisimleri uzun süreli açlık durumunda ortaya çıkar, tokluk durumlarında kanda çok düşük düzeyde bulunur. Düşük seviyedeki keton cisimleri beyin tarafından alınıp enerji kaynağı olarak kullanılamaz.
Hipoglisemi Hastaları Oruç Tutabilir Mi?
Oruç esnasında kan glikoz değeri düşer. Bu sırada kanda beyin tarafından kullanılacak kadar keton cismi üretilir. Bu üretim için açlık süresinin yaklaşık olarak 6 saati geçmesi gerekir. Oruç esnasında keton cisimleri alternatif bir yakıt haline gelirler. Oruç tutarken aşırı terleyen, aşırı halsiz olan, bayılan kişiler mutlaka hastalık açısından araştırılmalıdır. Beslenme saatlerindeki değişiklikler, iftar ve sahur öğünlerinde yağlı ve şekerli gıdalar tüketme, bazı ilaçlara uyumun bozulması, kan şekeri oynamaları yaparak alışılagelmiş düzeni bozup sağlık sorunları yaratabilir. Bununla birlikte susuzluk da ciddi bir sorundur. Hipoglisemisi olan kişilerin oruç tutmadan önce doktorlarıyla konuşmaları ve oruç tutmanın sağlık durumları için güvenli olup olmadığını öğrenmeleri önerilir. Doktorların oruç tutmaya izin verdiği durumlarda ise iftar ve sahur öğünlerinde nasıl bir düzen uygulamak gerektiğine bakalım.
Hipoglisemi Hastaları Ramazan'da Nelere Dikkat Etmeli?
- Sahurda kan şekeri seviyesini dengeleyecek besinler tüketmeleri önemlidir. İdeal olarak, yavaş emilen karbonhidratlar, protein ve sağlıklı yağların birleşimini içeren bir kahvaltı yapmak faydalı olabilir. Bu, kan şekeri seviyesini sabit tutarak tokluk hissini artırabilir ve gün boyunca açlık hissini azaltabilir.
- Sahurda tüketilebilecek yiyecekler arasında tam tahıllı ekmek, yumurta, yoğurt, peynir, fındık, tohumlar ve sebzeler gibi sağlıklı proteinler ve yağlar içeren yiyecekler yer alabilir. Ayrıca, su içmek de dehidrasyon riskini azaltarak sağlıklı bir oruç tutmaya yardımcı olabilir.
- İftarda ise, hafif bir atıştırmalıkla başlamak ve sonra ana yemeğe geçmek kan şekerini dengelemeye yardımcı olabilir. Ana yemekte, protein, sağlıklı yağlar ve yavaş emilen karbonhidratlar içeren bir yemek seçmek de faydalı olabilir. Ancak yine de, kan şekeri seviyesini dengede tutmak için iftar sonrası aşırı yemekten kaçınmak önemlidir. Ayrıca, tuzlu ve şekerli yiyeceklerden de mümkün olduğunca kaçınmak gerekir
Hipoglisemi Hastaları Nasıl Beslenmeli?
- İftar yemeği ikiye bölünmelidir: İftara peynir, domates, zeytin gibi kahvaltılıklar veya çorba gibi hafif yemeklerle başlamalı, 10–15 dakika sonra az yağlı et yemeği, sebze yemeği veya salatayla devam edilmelidir.
- Bu besinler sofrada bulunmamalıdır: Kan şekerini hızla yükselten beyaz ekmek, pirinç pilavı gibi glisemik indeksi yüksek olan besinler tüketilmemelidir. Bunların yerine bulgur pilavı, kepekli ekmek veya tam buğday makarna gibi posalı besinleri tüketilmelidir. Kızartma ve yağlı besinler yerine ızgara, haşlama, buğulama yöntemleri kullanılarak yapılmış hafif yemekler tercih edilmelidir. Ayrıca fast food, hamur tatlıları, çok tuzlu veya şekerli besinler, salam, sucuk ve kavurma gibi doymuş yağ içeriği yüksek besinlerden de uzak durulmalıdır.
- Ara öğünü ihmal edilmemelidir: Yeterli ve dengeli beslenmeyi ramazan ayında da sağlayabilmek için gün içinde en az 3 öğün beslenmek çok önemli. Kan şekerinin dengede kalması için yemekten 2-2,5 saat sonra iftar ile sahur arasına mutlaka bir ara öğün yapılmalıdır. Ara öğünde; az yağlı süt veya ayran ile 1 porsiyon meyve olabilir. Ayrıca sahur öğününü atlanmamalıdır.
- Sahurda hafif beslenilmelidir: Sahurda protein içeriği yüksek süt, peynir, zeytin, domates, salatalık, haşlanmış yumurta ile tam buğday ekmekten oluşan hafif bir kahvaltı tercih edilmelidir. Diğer alternatif olarak çorba, az yağlı yapılmış sebze ve zeytinyağlı yemeklerden oluşan bir öğün yapılmalıdır.
- 8-10 bardak su içilmelidir: Böbrekler diyabetin en fazla hasar yarattığı organlar arasında yer almaktadır. Bu nedenle vücudunuzun susuz kalmaması çok önemli. Gün içerisinde çok sıvı kaybedeceğiniz için iftar ile sahur arasında en az 8-10 bardak su içmeye özen gösterilmelidir. Ayrıca kola ve gazoz gibi şekerli içeceklerden kaçınmalı bunun yerine ayran, su, yeşil çay, ada çayı veya ıhlamur tercih edilmelidir.
- Tatlı olarak meyve tercih edilmelidir: Tatlı yemek isteği varsa ağır tatlılar yerine sütlü tatlıları veya meyveleri ara öğün olarak tüketilmelidir. Meyvenin yanında kuruyemiş yemek de kan şekerinin dengeli yükselmesi için önemli noktalardandır.
- Spor aç karna yapılmamalıdır: Spor yapmak diyabet hastalığında tedavinin önemli bir parçasıdır. Bu nedenle haftada 3 kez düzenli olarak hafif veya orta düzeyde egzersiz yapılması tavsiye edilmektedir. Ancak iftar öncesinde egzersiz yapmaktan kaçınmak çok önemli. Çünkü spor sırasında kas hareketiyle hızla artan glikoz tüketimi hipoglisemiye (kan şekerinin düşmesi) neden olabilir. İftardan 1saat sonra 30-40 dakika yürüyüş, 15-20 dakika hafif egzersizler yapılabilir.
Şunlara da göz atın;
- Migren hastaları oruç tutabilir mi?
- Crohn hastaları oruç tutabilir mi?
- Diyabet hastaları oruç tutabilir mi?
- Mide şikayeti olanlar oruç tutabilir mi?
- Oruç tutmaya engel olan hastalıklar