Bahar demek soğukların kırılması, doğanın uyanması, ağaçların çiçeklenmesi demek. Bahar aylarında bazı günler güneş bize parlasa da bazı günler bulutların arasından yüzünü hiç göstermiyor. Havalardaki bu dengesizlik vücudumuzdaki enerji dengesinin de bozulmasına sebep olabiliyor. Doğanın bir parçası olan metabolizmamız bu değişimlere ayak uydurabilmek için hızlı değişimler yaşıyor ve bahar yorgunluğu olarak adlandırdığımız durumla karşı karşıya kalabiliyor. Halsizlik, güçsüzlük ve enerji noksanlığı, isteksizlik, uykusuzluk, vücutta karıncalanma gibi şikayetler bahar yorgunluğunun göstergesi olabilir. Bu yorgunluğun sebepleri düşünülürken mutlaka beslenme de gözden geçirilmeli. Bahar yorgunluğunun üstesinden gelmek birkaç küçük değişiklikle mümkün. Bahar hepimize umut ve mutluluk getirsin…
Dilara Koçak
Beslenme ve Diyet Uzmanı
Hava ve toprak kirliliği, toprak kalitesindeki azalma, hatta ekonomik nedenler… Yetersiz ve dengesiz beslenme birçok sağlık sorununa yol açarken mikro besin öğesi yetersizliği görülme sıklığı da artıyor. Bahar yorgunluğunuzun sebebinin vitamin ve mineral yetersizliği olabileceğini hatırlayın. Özellikle B ve C vitaminleri, magnezyum, potasyum bakımından yeterli beslenip beslenmediğinizi gözden geçirmelisiniz. Vitamin eksikliklerinin giderilmesi için en doğru kaynaklar besinler olmalı, dengeli bir beslenme planı ile bu tarz eksikliklerin önüne geçebileceğinizi söyleyebilirim. Vitamin-mineral eksikliklerinin tespitini ise hekim kontrolünde kan tahlilleri ile takip edebilirsiniz.
Bahar geliyor, tezgahlar renkleniyor. Manavlarda, pazarlarda her hafta mevsimsel bir sebze ya da meyvenin raflara gelişini kutluyoruz. Kutluyoruz çünkü bu, onları tüketmenin en doğru ve en lezzetli olduğu zaman. Baharda doğada oluşan yeşerme, tabağınızda marul, semizotu, kıvırcık salata, maydanoz, nane ve fesleğen gibi yeşil sebzeler tarafından temsil edilmeli. Mevsiminde beslenmek önemli ama yerel beslenmenin de önemini hatırlayın. Hem bedenimizi hem de gezegeni beslemek için geleneklerimize dönmemiz, yerel lezzetlere yönelmemiz gerekiyor. Özetle, atalarımız ne yiyorsa onu yiyelim. Anne köftesi, ev yapımı tarhana, bulgur pilavı gibi lezzetlerimiz varken kinoa, amarant gibi sonradan mutfağımıza giren gıdalara ihtiyacımız yok.
Bahar yorgunluğu yaşamamak istiyorsanız stresle baş etmeyi öğrenmeniz ve vücudunuza iyi bakmanız gerekiyor. Stresi önlemek için en büyük gücün egzersiz olduğunu biliyoruz. Yoğun egzersiz sevmiyorsanız ve yapamıyorsanız tercihiniz yoga, pilates olabilir. Açık havada yürüyüş yapmak da beden ve ruh sağlığınıza iyi gelir. Uzun yürüyüşlere çıkamıyorsanız sabah kalkınca odanızı havalandırıp oksijen dolmasını sağlayın. Gevşeme egzersizleri ile dolaşım sisteminizi harekete geçirerek güne daha zinde ve enerjik başlayabilirsiniz.
Uyku, hem ruhumuza hem de bedenimize hitap ediyor; mutlu ve sağlıklı yaşamın önemli bir parçası. Uyku kalitesinin iyi hissetmek ile doğrudan ilişkili olduğunu unutmayın. Yeteri kadar uykunuzu alamadığınızda aslında vücudunuzu tüm olumsuz dış etkenlere de açık hale getiriyorsunuz. Her akşam aynı saatte uyuyup her sabah aynı saatte uyanmaya çalışın. Gün içinde ortalama 6-8 saatlik bir uykuyu hedefleyin. Uyku kalitesi sadece fiziksel olarak daha iyi hissetmenize değil, zihinsel ve duygusal sağlığınızı da iyileştirmeye yardımcı olur. Özetle kaliteli uyku, sağlıklı zihin, mutlu dünya. Kendinizi önemseyin, uyku kalitenizi iyileştirin.
Halsizlik, güçsüzlük gibi bahar yorgunluğu belirtileriniz varsa suyu az içiyor olabilirsiniz. Kadınların günde ortalama 2 litre, erkeklerin ise 2,5 litre suya ihtiyacı vardır. Kısaca günlük maksimum su ihtiyacı 2-3 litre denilebilir. Su içmek için susamayı beklemeniz gerekmiyor. Su tüketmek zor geliyorsa, suyun içine bir-iki damla meyve suyu veya taze meyve parçaları, nane veya limon da ekleyebilirsiniz. Ayrıca soğuk bitki çayları, şekersiz olarak meyvenin kendiyle pişmiş olan kompostolar, limonata, ayran, kefir ve maden suyu sıvı alımı için doğru seçimlerdir.
Bahar ayları güzel havaları, cıvıl cıvıl sokakları, rengarenk çiçekleri ve bazıları için de bahar alerjisini beraberinde getirebiliyor. Bahar aylarında artan alerjik semptomlar birçok kişi için hayat kalitesini azaltıcı nitelikte olabiliyor. Burun akıntısı, kaşıntı, kızarıklık, hapşırma veya çok daha ağır tablolarla karşımıza çıkabilen alerjiyi bazı küçük önlemlerle azaltabiliriz. Eğer sıklıkla bu tabloları yaşıyorsanız bir hekime danışmanızda ve alerji testi yaptırmanızda fayda var. Beslenmeyle alerji semptomlarını hafifletmek mümkün. Bahar alerjisi tek besinle eşleştirilemez elbette ama bazı besinler alerjik semptomların hafiflemesine yardımcı olurken, bazıları da durumu daha kötü yapabiliyor. Araştırmalar, henüz daha çok veriye ihtiyaç olsa da omega-3 içeren yağlı balıkların ve taze sebze meyvelerin alerjik semptomları hafifletebileceğini söylüyor. Ayrıca bazı araştırmalar da bağırsaktaki probiyotik bakterilerin alerjik semptomları azaltamaya yardımcı olabileceğini belirtiyor.
Mutlu ve enerjik hissetmeniz için beslenmenin önemi oldukça fazla. Ancak beslenme tek başına yeterli değil. Bahar ayında kendinizi mutlu edecek hobilere yönelin. Bu, spora başlamak, doğa yürüyüşleri yapmak, bir enstrüman aleti çalmayı öğrenmek olabilir ve bu örnekler çoğaltılabilir. Tüm bunlar hem ruhunuza hem bedeninize iyi gelecek. Birçok duyguyu aynı anda yaşadığımız aylarda hasretini çektiğimiz duygulardan biri mutluluk iken gülümsemeyi ihmal etmeyin… Baharı sevgi ve sağlık dolu geçirmeniz dileğiyle…
Şunlara da göz atın;