Her dem genç kalmanın, çağın vebası kanser ve kalp-damar hastalıklarından korunmanın altın anahtarı; “5 renkli beslenme alışkanlığı”. Yemek tabağınızı bir ressam tablosu gibi düşünün ve onu her gün sarı, turuncu, pembe, kırmızı, yeşil, mor ve beyaz renkli sebze, meyvelerle süsleyin.
Her renk meyve ve sebzenin kendine özgü tedavi edici içeriğini keşfeden uzmanlar, hastalıklara karşı korunmanın temelinde yatan sırrın günde 5 renkli meyve-sebze tüketmek olduğunu keşfettiler. Renkli besinlerin ayrıca yaşlanmayı geciktirdiği, hücreleri yenilediği, cildi tazelediği kan dolaşımını hızlandırdığı ve damarları koruduğu ortaya çıktı.
Sağlığın sırrı, “muhteşem 5’li” Sarı-turuncu, pembe-kırmızı, yeşil, mor-mavi ve beyaz renkli besinleri her gün düzenli olarak tüketmek gerekiyor. Örneğin, günde 1 kırmızı (domates, çilek gibi), 1 sarı (kayısı, portakal gibi), 1 yeşil (ıspanak, salatalık gibi), 1 mor (patlıcan, böğürtlen gibi) ve 1 beyaz ( karnabahar, beyaz soğan gibi) renkten oluşan bir menü ömre ömür katarken gençleştiriyor da. Sofraya getireceğiniz yemek tabağınızı bir ressam tablosu gibi düşünün. Onu tıpkı uzmanların dediği gibi “muhteşem 5’li” ile donatın. Hem yaşamınız renklensin, hem de her dem genç kalın.
Sözün özü, siz de renklerin diline kulak verin ve “muhteşem 5’li” sofralarınıza her gün konuk edin.
Betakaroten kaynağı olan bu besinler, vücutta pürüzsüz bir cilt için gerekli olan A vitaminine dönüşüyorlar. Bağışıklık sistemini uyararak, kanserden koruyor, güneş ışınlarının zararlı etkilerine karşı cildi güçlendirirken, sıcak havaların vücuttaki olumsuz etkilerini gideriyor. Ancak betakarotenin vücut tarafından özümsenmesi için yağ ile tüketilmesi gerekiyor. Örneğin havuç suyuna mutlaka 1 damla zeytinyağı ekleyin. Kayısıyı yararlı yağlar içeren badem veya fındıkla yiyin. Ayrıca sinir hastalıkları, kramplar, mide ve bağırsak sorunları ile selülite yararlı.
Zengin A ve C vitamini kaynağı olan kırmızı besinler, güçlü birer antioksidan ve enerji kaynağı. Bu besinler, ciltte melanin üretimini artırarak cildin hem olumsuz dış etkenlere, hem de yaşlanmaya karşı savunma mekanizmasını güçlendiriyorlar. Hücrelerin yeniden yapılanmasını sağlıyor, demir alımını kolaylaştırıyor ve bağışıklığı güçlendirip enfeksiyonlardan koruyorlar. Aynı zamanda zengin likopen kaynağı olan kırmızı besinler, çağın vebası kansere karşı güçlü bir kalkan görevini üstleniyor. Likopen’in bir diğer özelliği de piştikçe değerinin artması. Ayrıca depresyon, kronik yorgunluk, kansızlık, unutkanlık ve kabızlık gibi sorunlara da iyi geliyor.
Doğanın yeşil tonlarını içeren bu besinler, zayıflama diyeti yapanlar için ideal. Çünkü zengin A, C ve B2 vitaminleri, magnezyum, kalsiyum, potasyum ve fosfor deposu olan yeşil bitkilerde bağırsakların düzenli çalışması için gerekli olan diyet lifleri bulunuyor. Göz, kemik ve dişlerin dostu. Aynı zamanda klorofil ve betakaroten kaynağı olduğu için kanı temizleyici, yorgunluğu giderici ve bağışıklığı güçlendirici özellikler içeriyorlar. Ayrıca enfeksiyon, ruhsal bozukluk ve akne gibi sorunlara da yararlı.
Mor meyve ve sebzeler güçlü birer antioksidan. Bu içeriği ile kılcal damarların elastikiyetinin korunmasında ve kan dolaşımı sisteminin düzenli akışında önemli rol oynuyor. Varis, yüzde kızarıklık ve bacaklarda şişme sorununa karşı birebir geliyor. Üriner sistemi olumlu etkiliyor, kalp hastalıkları ve kansere karşı güçlü bir zırh gibi bünyeyi koruyor. Ayrıca sinir sisteminin düzenli işlemesini sağlayarak anksiyete, unutkanlık ve ruhsal bozukluk gibi sorunları gideriyor. Dolaşımı hızlandırdığı için selülit ve akne oluşumunu engelleyici özellikler içeriyor.
Beyaz sebze ve meyveler genel sağlık için çok önemli. Gerek fiziksel gerekse de ruhsal açıdan rahatlatarak stresten ve psikolojik sorunlardan arındırıyor. Rahatlatıcı etkisi olduğu için bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalıklardan koruyor. Kolesterolün düşürülmesinde önemli rol oynayan beyaz meyve ve sebzeler, kalp-damar hastalıklarına karşı da etkili birer koruyucu.
Şunlara da göz atın;