Sezgisel beslenme; temelde ağırlık kaybını kolaylaştırmak değil, doğuştan gelen ancak bozulmuş sezgisel yeme yeteneğini geri kazandırarak bireylerin doğru yeme davranışları geliştirmesini sağlamayı hedeflemektedir.
Fizyolojik açlık ve doygunluk kelimelerine yanıt olarak beslenmeyi vurgulayan bir diyet şeklidir. Bireyin fizyolojik olarak açlığını doyurması, yeterli ve dengeli miktarda besin alımını sağladıktan sonra aşırı doygunluk hissi olmadan beslenmeyi bırakabilme ilkelerine dayanır.
Bu beslenme türünde temel yaklaşım kişinin herhangi bir kronik hastalığı bulunmadıkça içgüdüsel olarak beslenme dengesini sağlayacak şekilde seçimlerini yaptığı ve bu nedenle besin tüketim çeşitliliği ile ilgili herhangi bir kısıtlama olmadığı yönündedir.
Yeme farkındalığı ise ne miktarda ne yenildiğinden çok nasıl ve neden yeme davranışının oluştuğunu fark ederek, fiziksel açlık ve tokluk kavramlarını içselleştirip duygu ve düşüncelerin etkisinin farkında olarak, çevresel etmenlerden etkilenmeden ve besin seçimlerini yargılamadan o anda tüketilecek olan besine odaklanarak beslenme olarak tanımlanmaktadır. Bu farkındalık genellikle yeme hızını yavaşlatabilmektedir. Yeme farkındalığı besin aşermelerini azaltmakta ağırlık kontrolünü sağlamaya yardımcı olarak ağırlık kontrolünde etkin rol oynamaktadır.
Sezgisel beslenme 1995 yılında 2 Klinik Diyetisyeni tarafından keşfedilmiştir. Bu diyetisyenler sezgisel beslenmenin 10 temel kuralını;
olarak açıklamıştır.
Sezgisel yeme fizyolojik açlık ve fizyolojik doygunluk ipuçlarına güvenerek bağlantı kurmak ve bu ipuçlarına cevaben yemek yeme olarak ifade edilmektedir. Sezgisel yeme; yiyecek, beden imajı ve fiziksel aktiviteye karşı olumlu bir tutum besleyen yeme tarzı olarak önerilmektedir. Ayrıca sezgisel yeme, daha az düzensiz beslenme, daha pozitif bir beden imgesi, daha fazla duygusal işlevsellik ve daha az kapsamlı olarak incelenen başka psikososyal korelasyonlar ile ilişkili bulunmuştur.
SEZGİSEL BESLENME-CİNSİYET İLİŞKİSİ
Yapılan çalışmalarda erkeklerin kadınlardan anlamlı derecede sezgisel beslenmeye daha çok yöneldiği görülmüştür. Yine aynı çalışmada yeme farkındalığında ise ( duygusal yeme ve yeme disiplini) kadınların puanı erkeklerden daha yüksek bulunmuştur.
SEZGİSEL BESLENME-KİLO KONTROLÜ
Beden kite indeksi , sezgisel beslenmeden önemli bir faktördür. Beden kitle indeksi düşük olan bireylerin sezgisel beslenme yönünün daha güçlü olduğu görülmüştür.
SEZGİSEL BESLENME- DİYET
Sezgisel beslenme yönü baskın kişilerin , doyduğu zaman yemeyi bırakmayanlara göre diyet geçmişinin daha az olduğu görülmüştür.
Sezgisel yemenin obezitenin önlenmesi ve tedavisi için uygun bir yaklaşım olabileceği düşünülmektedir. Sezgisel yeme yaklaşımı geleneksel kilo verme programları ile karşılaştırıldığında bazı durumlarda bireyi motive etmekte, kilo vermeyi teşvik ederek obez bireyler için daha az zorlayıcı olabilecek alternatif bir yaklaşım sunabilmekteyken; ağırlık yönetimi konusunda enerji kısıtlamasına dayanan beslenme programlarının sezgisel yeme uygulamasından daha üstün bir yaklaşım olduğu görüşü de mevcuttur. Bunların yanı sıra kadınların benlik algısı ile ilgili olarak sezgisel yemenin tamamlayıcı bir perspektif olabileceği ileri sürülmektedir.
Yasak besin yoktur, doğru zamanda düzenli tüketilen besinler ve arada bir tüketilen besinler vardır. Kalori kısıtlaması ile sağlanan ağırlık kaybı koruma döneminde sezgisel beslenme ile desteklenerek kişiye her besini tüketebileceği gibi kilosunu da koruyabileceği gösterilmelidir.
Şunlara da göz atın;