Hastalıklar arasında Diabetus Mellitus hem dünya, hem de ülkemiz açısında ciddi sağlık problemleri oluşturmaktadır. Diabetus Mellitus tedavisinde ana ayaklar olan spor, doktor tedavisi ve diyet farklı şekillerde ve farklı ekollere göre çok değişik biçimlerde ele alınabilmektedir. Önemli olan hiçbir genel geçer kurala uymadan bireyin özelliklerini sadece kişiye göre değerlendirip buna göre tedavi yapmaktır. Bu cehetle; burada spor ve doktor tedavisi dışında diyet düzenlenmesini anlaşılabilir biçimde kısaca anlatmaya özen göstereceğim.
Şeker Hastalığı Nedir?
Şeker sinsi bir hastalık. Bu hastalık herhangi bir belirti göstermeden yıllarca sessiz kalabiliyor. Önlem alınmazsa yüksek kolesterol, damar tıkanıklığı, kol ve bacakta kangren, körlük ve böbrek hastalıklarına sebebiyet veriyor. Ayrıca cinsel iktidarsızlığa, kişilik değişmesine, diş, deri, mide-bağırsak hastalıklarına da yol açıyor.
Kalıtım, şişmanlık, gebelik ve uzun süreli ilaç kullanımı (diüretik, kortikosteroid gibi...) hastalığın ortaya çıkmasını kolaylaştırıyor. Tip I ve Tip II olmak üzere iki tür şeker hastalığı var.
Tip I yani insüline bağlı şeker hastalığı kalıtsal olup çocukluk ya da gençlikte ortaya çıkıyor ve sürekli insülin tedavisini gerektiriyor. Oysa Tip II yani insüline bağımlı olmayan diyabet yetişkinlikte ortaya çıkıyor ve insüline gerek kalmadan diyet ve kilo kaybıyla kontrol altına alınabiliyor. Ancak yetişkinlikte ortaya çıkan şeker hastalığında ölüm riski çocuklukta oluşandan daha yüksek.
Diyabet Belirtileri Nelerdir?
- Aşırı susama ve acıkma
- Çok sık idrara çıkma
- Aşırı yorgunluk ve uyku hali
- Hızlı kilo verme
- Bulanık görme
- Ciltte kuruma ve kaşıntı
- El ve ayaklarda karıncalanma ve uyuşma
- Deride, vajinada ve mesanede iyileşmeyen enfeksiyonlar
- Açlık kan şekeri düzeyinin 140 mg/100 ml'nin üzerinde olması
Diyabet Hastaları İçin Beslenme Önerileri
- Beslenme ve spor konusunda mutlaka doktorunuza danışın.
- Tip I diyabet hastası iseniz 3 ana ve 3 ara öğün olmak üzere toplam 6 öğünü her gün aynı saatlerde yemeye özen gösterin.
- İnsülin aldığınız için karbonhidratların günlük dağılımı çok önemli; günlük karbonhidratın yüzde 15'ini kahvaltıda, yüzde 25'ini öğle, yüzde 30'unu akşam yemeğinde yiyin. Kalanı ara öğünlere paylaştırın.
- Tip II diyabet hastasıysanız, temel ilkeniz kilo kontrolü olmalıdır. Daha az yiyerek ve daha fazla hareket ederek fazla kilolarınızı verin.
- Az ve sık yiyin. Kesinlikle aç kalmayın, çünkü uzun süren açlık kan şekerinizde dalgalanmalara yol açarak hastalığınızı artırabilir.
- Tansiyon, kan şekeri ve kolesterolünüzü kontrol altında tutun.
- Diyabetli hastalarda yiyeceklerin doğru miktarda yenilmesi çok önemli. Bu nedenle yiyeceklerinizi diyetisyeninizin önerdiği miktarlara uygun olarak ölçerek yiyin.
- C ve E vitaminleri ile krom minerali içeren besinleri her gün düzenli olarak tüketin. Günlük C vitamini gereksinimi 2000-5000 mg arası, E vitamini 800-1200 IU arası olmalı. Bu konuda öncelikle doktora danışıp gerekiyorsa takviye vitamin hapları da alabilirsiniz.
- Beyaz ekmek yerine kepekli ekmeği tercih edin.
- Öğünlerde mutlaka pişmiş sebze yemeği ve salata yiyin.
- Meyveleri mümkün olduğunca kabuğu ile yiyin.
- Posalı yiyecekleri tercih edin.
- Kuru baklagillere, özellikle fasulye, bezelye, mercimek, barbunya ve nohuta sofrada sıkça yer verin.
- Ölçülü miktarda zeytinyağı veya sıvıyağ kullanın.
- Kırmızı et yerine beyaz et yiyin.
- Etli yemeklere ayrıca yağ ilave etmeyin.
- Light süt ve yoğurdu tercih edin.
- Az yağlı peynir çeşitlerini tüketin.
- Krema, kaymak, tereyağı ve margarinden uzak durun.
- Şeker, tuz ve alkolden sakının. Tatlandırıcılı tatlılar tüketmeye çalışın.
- Düzenli spor yapın. Bu konuda mutlaka doktorunuza danış��n.
- Günde en az 8 bardak su için.
Gıdalar içerisinde kalori biçimleri değişmeksizin insan vücuduna alındığında farklı kan glikozu, kan lipid değerleri (kolesterol) , vitamin ve mineraller açısından etkilerini ön görmek amaçlı çalışmalar yürütmekle birlikte, bunların üst analizlerde (metaanaliz) hiç etkili olmadıkları bilinmektedir. Bu yüzden bütün bu karmaşaya ve bütün bu algı yönetimine daha özet ve net bir biçimde son vermek ve herkes için anlaşılır kılmak çok önemlidir. Bu bazla temelde 3 amaç bizim için diyabet tedavisinde köşe noktalarıdır.
- Rafine olmayan ve sentetik yapı içermeyen ürünler,
- Ölçülü ve az miktarda, sık sık tekrarlanan beslenme,
- Doyma eylemini beklemeksizin sofradan uzaklaşmak
Şimdi bunları tek tek açıklayalım;
- Rafine olmayan ve sentetik yapı içermeyen ürünler: Rafine olmayan gıdalar beslenme sırasında kullanıldığında vücutta yakılmaları, parçalanmaları ve vücutta faydalı hale getirilmeleri için dahi kalori harcanması gereken, içeriğinde farklı protein vitamin, mineral, yağ asitleri gibi doğal süreçle organizmanın ihtiyacı olan birçok farklı yapıyı barındırmaları açısından zengin gıdalardır. Bu nedenle kan şekerini hızla yükselten, organizmada metabolik aktiviteye yol açmaksızın parçalanan sentetik boyar maddelerin ve DNA’sı değiştirilmiş GDO’lu ürünlerin kullanıldığı rafine ürünler insan yapısını ve kan şekeri kontrolüne ciddi bir miktarda zarar verirler.
- Ölçülü ve az miktarda, sık sık tekrarlanan beslenme: Yemek içerisinde büyük porsiyonlar yemek, normal insanlarda bile kan glikozu ve yağlarında yükselmelere yol açtığından, diyabetli hastalarda (metabolik dengeleri bozulmuş ) bu yükselmenin daha belirgin olduğunu akılda bulundurmak gerekir. Tedavi amaçlı kullanılan ilaçların kanda bulunduğu süre dahilinde kan şekerini sürekli düşürmeye çalışması bu tür bir yeme biçimini, kan şekeri oynamalarına izin vermeyecek biçime getirdiği için daha uygun olduğundan, tedavinin de gereklerinden biridir. Bu sebeple az az sık sık beslenme modeli diyabetli bireylerde tedavi protolü olarak yer alır. Aksi halde acıkma atakları kaçınılmaz olup, sağlıksız besinlere yönelme gerçekleşebilir. Ki bu metabolik dengesi bozulmuş bireylerin kontrolünü daha da bozacaktır.
- Doyma eylemini beklemeksizin sofradan uzaklaşmak: Diyabetli hastalarda kan şekeri yükselse bile, doku içerisinde yeterli miktarda alınamayan glikoz nedeniyle, doyma süresi uzayabileceğinden, hastanın kendi belirlediği küçük porsiyonlarla, yemeği yedikten sonra beyindeki doyma uyarısını sofra dışında beklemek önerilir (CODHy – 2019, Diabetic Age and Satiety Time Correlation).
Hastaların yemekten sonra egzersiz yapmayı da alışkanlık haline getirmesi önemli tedavi parçalarından biridir. Bütün bunlarla beraber 3 ayda 1 diyabet açısından doktor viziti, 6 ayda 1 göz ve kardiyoloji viziti hastalarda oluşabilecek tahribatları minimum hale getirecek temel tıbbi yaklaşımdır.
Şeker Hastaları Ne Yemeli, Ne Yememeli?
- Karbonhidratlar, günlük kalorinin yüzde 50-60'ını oluşturmalı. Yulaf, kuru baklagiller (özellikle fasulye), meyve ve sebzelerde bulunan lif içeriği yüksek karbonhidratlar, kan şekerinin yükselmesini önlerken, kolesterol düzeyini de kontrol altında tutabiliyor. Soğan, şeker hastaları için çok yararlı çünkü içeriğinde şeker düşürücü kimyevi maddeler bulunuyor. Brokoli, içeriğindeki bol miktarda karbonhidrat ve krom minerali ile kandaki şeker düzeyini kontrol altında tutabiliyor.
- Şeker hastaları az yağlı yemekleri tercih etmeli. Çünkü bu hastalıkta, damar tıkanması ve kalp hastalıklarına yakalanma riski yüksektir. Ancak A, D, E ve K gibi bazı vitaminlerin vücutta kalmasını sağladığı için tamamen yağsız bir diyet de düşünülemez. Katı yağlar yerine zeytinyağı ve diğer bitkisel yağlar tercih edilmeli.
- Protein, vücuttaki doku ve hücrelerin yapıtaşı olduğundan mutlaka alınmalı. Proteinli besinler kan şekerini yükseltmiyor ama aşırı alındığında böbrek sorunlarına yol açıyor. Süt ve sütlü ürünlerinin light versiyonlarını seçin. Kolesterol içermeyen besinleri tercih edin.
- Şeker ve şekerli besinlerden uzak durun. Bu tür besinler bağırsaklar tarafından hızla emildiği için kan şekerini çok çabuk yükseltiyor. Şeker yerine tatlandırıcı kullanın. Bu konuda aspartam, asesulfam, potasyum, sakkarin ve siklamat gibi enerji değeri olmayanları seçebilirsiniz. Tatlandırıcı hakkında mutlaka doktorunuza danışın.
- Vitamin ve mineralli sebze ve meyveler hazmı kolaylaştırmanın yanı sıra içerdikleri posa sayesinde kan şekerinin daha geç ve kontrollü yükselmesini sağlıyor. Bu nedenle şeker hastaları için meyvenin kendisi meyve suyundan daha yararlıdır. C ve E vitaminleri şeker tedavisinin en önemli besin maddeleridir. C vitamini, insülinin hücrelere girmesine yardımcı olurken E vitamini, hastalığın yol açtığı komplikasyonları giderip insülinin etkinliğini artırıyor. Krom, tüm tahıllar, mısırözü yağı, sütlü ürünler ve ette bulunuyor.
Hangi Besinler Şekeri Düşürür?
Her besinin, yendikten sonra kan şekerini yükseltme hızı farklıdır. Yiyeceklerin, kan şekerini yükseltme hızlarına "glisemik indeks" deniyor. Genellikle posalı yiyeceklerin glisemik indeksleri düşük olur. Kuru fasulye, nohut, mercimek, bulgur, kepekli ekmek, elma, armut, light süt ve yoğurt, makarna ile portakal gibi besinlerin glisemik indeksleri düşüktür. Buna karşılık patates, pirinç, havuç, muz, kavun ve üzümünki yüksektir. Kuru üzüm, kuru kayısı ve kuru erik gibi kuru meyvelerin de glisemik indeksi yüksektir. Şeker hastalarının mümkün olduğunca glisemik indeksi düşük besinleri tüketmesi kan şekerinin kontrol altında tutulmasını sağlayacaktır.
Şunlara da göz atın;
- Diyabetik tarifler
- Diyabet nedir?
- Çölyak hastaları nasıl beslenmeli?
- Fibromiyalji hastaları nasıl beslenmeli?
- Covid 19 hastaları nasıl beslenmeli?