Kurban Bayramı’nda, Türk bayram geleneklerimizden olan tatlıların ve beraberinde kırmızı etin tüketim miktarı oldukça artmaktadır. Her yıl yakınlarımızla bir araya gelerek kutladığımız bu bayramda kalori saymak ya da ihtiyacımızdan çok daha fazlasını yemek yerine; her zaman yapmamız gerektiği gibi sağlıklı beslenmenin temel prensiplerine uyarak; porsiyon kontrolünde, dengeli ve çeşitli beslenme herkes tarafından esas alınmalıdır. Ancak özellikle bu dönemde kronik hastalığı olanlar daha dikkatli olmalıdır.
Bayram boyunca artan kırmızı et tüketiminin miktarı ve sıklığı dolayısıyla kalp-damar hastaları, diyabet hastaları, hipertansiyon hastaları ve böbrek hastaları risk altındadır.
Kırmızı et; iyi kalite hayvansal proteinin yanı sıra, demir, çinko, fosfor, magnezyum mineralleri ile B12, B6, B1 ve A vitaminleri içermektedir. Yağlı etlerin doymuş yağ ve kolesterol içerikleri yüksektir. Görünür yağlar ayrılsa dahi kırmızı etin ortalama yağ içeriği %20’dir. Ayrıca yağlı etler kolesterol bakımından da zengindir. Bu yüzden kalp-damar hastalığı, diyabet (şeker) ve yüksek tansiyonu olan kişiler, Kurban Bayramı'nda yağsız veya az yağlı etleri tercih etmeli ve aşırıya kaçmamalıdır. Kırmızı et tüketimi ile birlikte sakatat tüketimi de artmaktadır. Özellikle kolesterol hastaları ile kalp-damar hastalığı riski taşıyan kişiler sakatat tüketiminden kaçınmalıdır.
Kurban Bayramı’nda dikkat edilmesi gereken bir diğer konu da kesilecek olan hayvanın sağlık kontrollerinden geçmiş olmasıdır. Veteriner kontrolü olmayan ve uygun koşullarda kesilmeyen kurbanlık hayvanlardan insanlara tenya, salmonella, tüberküloz, şarbon gibi hastalıkları bulaşma riski yüksektir. Ayrıca, Yeni kesilmiş hayvan etleri tüketilmeden önce 1-2 gün bekletilmelidir. Yeni kesilmiş hayvan etlerindeki sertlik hem pişirmede hem de sindirimde zorluk yaratır. Aynı zamanda midede şişkinlik, hazımsızlık gibi sıkıntılara neden olur. Özellikle mide rahatsızlıkları çeken bireyler eti bekletmeden tüketmemelidir.
Kesilen etlerin korunması ve saklanması insan sağlığı için dikkat edilmesi gereken konulardan bir diğeridir. Kurban etleri, büyük parçalar şeklinde değil, birer yemeklik olacak şekilde küçük parçalara ayrılarak buzdolabı poşetine koyulmalı ve buzdolabının buzluk kısmında veya derin dondurucuda saklanmalıdır. Bu şekilde hazırlanan etler, buzlukta -2 derecede birkaç hafta, -18 derece derin dondurucuda ise 3-4 ay süreyle saklanabilir. Etler kolaylıkla bozulabilen potansiyel riskli besinlerdir. Dondurulmuş etler "oda ısısında açıkta bırakılacak şekilde değil”, buzdolabının soğutucu kısmına indirilerek çözdürülmeli, çözdürülen et hemen pişirilmeli, tekrar dondurulmamalıdır. Pişirme yöntemi olarak da haşlama, fırınlama ve ızgara gibi yöntemler tercih edilmeli, kızartmalardan ve kavurma yönteminden kaçınılmalıdır. Çok yüksek ısıda, uzun süre pişirme ve kızartma yöntemi çeşitli "kanserojen maddelerin" oluşumuna neden olabileceği için tercih edilmemelidir.
Kurban Bayramı'nda, etin tüketim miktarının yanı sıra pişirme yöntemlerine de dikkat edilmelidir. Pişirme yöntemi olarak; haşlama, fırınlama ve ızgara gibi yöntemler tercih edilmeli, kızartmalardan ve kavurma yönteminden kaçınılmalıdır. Etler iyi kalite proteinin dışında yağ, çeşitli mineraller ve vitaminleri de içermelerine rağmen C ve E vitaminini içermezler. Bu nedenle etlerin sebzelerle birlikte pişirilmesi veya tüketilmesi, besin çeşitliliğinin sağlanması açısından sağlıklı bir yöntemdir. Ayrıca etle birlikte tüketilen C vitamini, demir emiliminin artması için önemlidir. Et ile yapılan yemekler kendi yağı ile pişirilmelidir ve özellikle tereyağı ve kuyruk yağı kullanımından kaçınılmalıdır. Kavurma yapılırken içine tereyağı veya kuyruk/iç yağı eklemeden, et kendi suyunda kısık ateşte pişirilmelidir. Eğer mangal yöntemi kullanılacak ise etlerin siyah rengini alacak şekilde pişirilmemesine özen gösterilmelidir. Bu şekilde pişirilen etler kanser riski taşır. Ayrıca etin ateşe yakın olması B1, B12, folik asit gibi vitaminlerin kaybına yol açmaktadır.
Bayramda et tüketiminin yanı sıra etin yanına tercih ettiğimiz yiyecekler de bir o kadar önemlidir. Etlerin yanına rafine edilmiş pilav/makarna yerine bulgur/esmer pirinç; gazlı içecekler yerine de ayran/yoğurt tüketimi tercih edilmelidir. Yine aynı şekilde içecek olarak meyve suları yerine çay veya bitki çayları; şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlılara yönelmek sağlığımız için göz önüne alınması gereken bir diğer yaklaşımdır. Son olarak günlük en az 2 litre su içmemiz gerektiği unutulmamalıdır.
Yazar:
Dyt. Sena Çelik
Şunlara da göz atın;