Osmanlı Döneminden günümüze kadar gelmeyi başaran Türk kahvesi, kendine has pişirme metodu, tadı ve kokusuyla diğer kahvelerden ayrılır. Adını pişirme yönteminden alan bu kahve, köpüklü görünümü, öğütme şekli, pişirme şekli, yoğunluğu ve sunumuyla Türk kültürüyle özdeşleşmiştir. Önceleri Arap Yarımadası'nda kahve meyvelerinin kaynatılmasıyla hazırlanan bu içecek, bugünkü pişirme tekniğiyle eşsiz aromasına kavuşmuştur.
Türk kahvesi çekirdeğinin kökeni Yemen'den gelse de, bugün 50'den fazla ülkede kahve üretimi yapılıyor. Telvesi ile ikram edilen tek kahve olma özelliği taşıyan Türk kahvesi, Güney ve Orta Amerika menşeili Arabica çekirdeklerinden üretilir. Rio Minas Gr. 5 tipi Arabica çekirdekleri, alıştığımız Türk kahvesi lezzetini en iyi şekilde sunar. Brezilya'dan gelen bu çekirdekler, Robusta çekirdeklerine göre daha yüksek aromalıdır ve kafein oranı daha düşüktür.
Türk kahvesinde kullanılan çekirdekler, önce orta-koyu kavrulur, ardından çok ince bir şekilde öğütülür. Kahve çeşitleri arasında en ince öğütme derecesine sahip olan bu içecek, cezvenin içinde su ve şekerle karıştırılarak pişirilir. Küçük fincanlarda suyla birlikte servis edilir.
Brezilya'dan alınan yeşil kahve çekirdekleri, Türkiye'de kavrulur ve öğütülür. Türk kahvesi çekirdeği kavrulduktan sonra 1 aya kadar bekletilebilir. Ancak öğütüldükten sonra bayatlama süresi 1 haftadır. Yani Türk kahvesi çekirdekleri öğütüldükten sonra kısa süre içinde tüketilmelidir. Aksi takdirde aromasında ve tadında bayatlamalar olacaktır.
Türkiye'de kahve çekirdeği üretmek için çalışmalar yapılsa da, ülkemiz Kahve Kuşağı'nda olmadığı için, hem coğrafi, hem de iklim koşulları kahve üretimi için elverişli değildir.
Şunlara da göz atın;