Biz glikozu vücudumuza karbonhidrat türü yiyeceklerden alırız. Bazı karbonhidratlar kan şekerini hızlı yükseltirler. Yani şeker yükü yüksek yiyeceklerdir. Buna “glisemik indeksi” yüksek besinler denir. Böyle bir besin tüketildiğinde, vücutta ani insülin salınımı olur. Hızlı salınan yüksek insulin, ortamdaki şekeri kullanır. İkinci fazda hızlı kullanılan şeker ortadan kalktığı için, hemen akabinde acıkma, şeker oranı yüksek yiyecekleri kişinin canının çekmesi, yemekten sonra halsizlik, bitkinlik gibi şikayetlerin ortaya çıkması ve bu bitkinlikle başa çıkabilmek için daha yüksek miktarda tekrar yemek durumu ortaya çıkabilir. Bu durumda kilo alımı kaçınılmaz olur. O halde glisemik indeks kavramı iyi bilinirse daha az yemek düşünmek ve daha tok kalmak başarılmış olunur.
Daha öncede söylediğimiz gibi, glisemik indeks kan şekerinde ani dalgalanmalara neden olur. Kan şekerinin yükselmesi, daha çabuk acıkmamıza ve doymamamıza yol açar. Glisemik indeksin düşük olması, o yiyeceğin kalorisinin düşük olduğunu göstermez. Şöyle ki, bir dilim esmer ekmek ve bir dilim beyaz ekmek arasında kalori farkı çok yoktur. Beyaz ekmek yediğinizde daha çok yiyesiniz gelir ve daha çabuk acıkırsınız. Esmer ekmek daha çabuk doyurur ve daha uzun süre tok tutar. Günlük beslenme yaşantımızda mümkün olduğu kadar çok glisemik indeksi düşük besinleri seçelim.
Sofra şekeri, bal, pekmez, reçel, helva, lokum, çikolata ve içine sofra şekeri giren her türlü tatlı sayılabilir. Bununla birlikte muz, incir, üzüm, kavun, karpuz gibi meyveler; beyaz un, beyaz ekmek, pirinç, beyaz makarna, patates, havuç, bezelye, mısır gibi sebzeler, glisemik indeksi yüksek olan besinlerdir.
Ekşi meyveler (kivi, erik, portakal, mandalina, greyfurt, ekşi elma, ananas), kuru baklagiller, bulgur, esmer unlar ve esmer makarna sayılabilir.
Besinlerin içerisinde fazla miktarda karbonhidrat ve nişasta olması, glisemik indeksi yükseltir. Nişastanın türü ve amiloz oranı da glisemik indeksi etkileyen unsurlardandır.
Şunlara da göz atın;