Haziran ayında kapılarını açan Iris, Norveç'te bir fiyordun ortasında yüzmesiyle tüm dikkatleri çekiyor. Restaurant Iris hakkında bilmeniz gerekenleri yazımızda anlattık.
21 Haziran günü açılan somon gözü şeklindeki “Restaurant Iris”, Norveç’te bir fiyordun ortasında bulunuyor. Açıldığı günden beri manşetlerden düşmeyen bu restoranın en önemli özelliği ise ünlü Norveç fiyordlarının ortasında yüzmesi. Restoranın yapıldığı küre şeklindeki metalik yapının ise bir adı var: Salmon Eye.
Eriyen buzullar tarafından yaratılan okyanusların getirdiği su kütleleri, bazı ülkelerde içerilere kadar uzanıyor. Norveç de bu ülkelerden biri. Iris’in bulunduğu “Hardangerfjord” fiyortu ise dünyanın en uzun üçüncü fiyortu olarak biliniyor. Hardangerfjord, doğal manzarası, kayak aktiviteleri ve şarap üretimi ile tanınıyor.
Restoranın sunduğu deneyim, “keşif yemeği” olarak adlandırılmış. Eğer burada bir masa ayırtmayı planlıyorsanız, restoranda en az altı saat geçirmeye hazır olun. İnternet sitesinde ise Iris’e ulaşım yöntemi anlatılmış – bir tekne yolculuğu. Sitede aynı zamanda tüm konukların hava durumuna uygun giyinmesi tavsiye ediliyor, zira deniz oldukça rüzgarlı olabiliyormuş.
Restoran Iris’i Kopenhag menşeili ve Michelin yıldızlı restoran Formel B’nin eski şefi Anika Madsen yönetiyor. Özgeçmişinde yer alan bilgilere göre “umami kraliçesi” lakabını almış Madsen, ünlü Kadeau grubuna ait restoranlarda da çalışmış. Ayrıca tekne yolculuğu başlamadan önce, misafirler Madsen’ın Sniltsveitøy adasındaki kayıkhanesinde vakit geçirme şansına da sahip! Burası Madsen’ın Kopenhag’dan ayrıldıktan sonra yaşadığı yermiş.
Madsen ve ekibi, deniz canlılarını toplayıp lezzetli yemeklere dönüştürerek, Norveç'in denizkestanesi ikilemini çözmeye yardımcı olmaya çalışıyor. Iris’in menüsünde işe “küresel gıda sistemlerinin üzerindeki tehditler” temalı 18 farklı yemek yer alıyor.
Konuklar, Salmon Eye’a giriş yaptıktan sonra, deniz seviyesinin altında yer alan karanlık bir odaya götürülüyorlar. Burada ise misafirlere, restoranın sürdürülebilirlik politikasıyla ilgili kısa bir film izlettiriliyor.
Kasım ve Aralık aylarında kapalı olan restoranda yer bulabilmek için aylar öncesinden rezervasyon yaptırmanız gerekiyor. Kişisel partiler için de rezervasyon alan Iris’te ise bir kişinin yaklaşık 560 dolar harcayacağı öngörülüyor.
Kimi misafir ve eleştirmen, restoranın yaydığı havayı ünlü gastro-gerilim filmi “The Menu”ye benzetiyor. Gerçekten de restoranın ilham aldığı ve The Menu’yü andıran detayları görmüyoruz desek yalan olur. Örneğin, restoranın “Feeding the Future” adındaki somon yemeği, transparan ve okyanusu andıran bir tabak ile servis ediliyor.
Salmon Eye’ı çevreleyen Hardangerfjord suları ise restorana canlı ve geniş bir deniz ürünleri kataloğu sunuyor. Madsen, denizde yer alan malzemelerden lezzetli yemekler yaratmayı öncelik olarak gördüklerini söylemiş. Taze deniz ürünlerinin yanı sıra menüde av etleri, koyun sütü gibi birçok doğal ürün bulunuyor.
Norveç’li opera sanatçısı Mari Eriksmoen’de Iris’i ziyaret edenler arasında. Eriksmoen ise bu deneyimi “aya yapılan bir yolculuğa” benzetmiş: “Tüm yemekler yenilikçi bir zihniyetle hazırlanmış. Sıkıcı ya da tekdüze olan hiçbir şey yok. Olağanüstüydü ve aya gitmişim gibi hissettirdi”.
Instagram hesabı; Iris Restaurant