Fındık, huşgiller familyasına ait bir ağaç türüdür. Ortalama boyu 3 metre olan fındık ağacı, yazın yapraklı, kışın ise yaprak döken bir ağaç türüdür. Ülkemizde çok sevilen bu besin, kuruyemiş olarak tüketilir. Tatlı yapımında sık sık kullanılır. 2019 verilerine göre dünyada en fazla fındık üretiminin yapıldığı yer, 776 bin tonla Türkiye'dir. Ülkemizde fındık üretiminin yapıldığı şehirler ise Ordu, Samsun, Sakarya, Trabzon, Giresun, Kastamonu, Zonguldak ve Artvin'dir. Ülkemizde 10-12 çeşidi yetişen fındık, yaklaşık 400 bin civarında çiftçi ailesinin geçim kaynağıdır.
Tarihte kutsal bir yemiş olarak bilinen fındık, eski Türklerin din hayatında önemli bir yer tutuyordu. Aynı zamanda barış ve esenlik sembolüydü. Eski Romalılar da fındığa önem vermişler. Düğün törenlerinde bereket ve doğurganlığı simgelemiş; ilaç olarak kullanılmış ve fındık dalı su ve hazine arayıcılarına yol göstermiş. Araplar, elinde fındık dalı tutan kişinin tüm kötülüklerden korunacağına inanmış. İngilizler Noel sofralarını fındık dallarıyla süslemişler.
Fındığın bir özelliği de çok iyi bir kalsiyum kaynağı olması. Kemiklerin oluşması ve sertleşmesi için tek başına kalsiyum yeterli değil; yanında fosforun da tüketilmesi lazım. İşte fındık, sütten sonraki en iyi kalsiyum kaynağı ancak sütten daha üstün. Çünkü kalsiyumun yanı sıra fosfor da içeriyor. Sadece çocuklarda değil, orta yaş civarındaki insanlarda görülen osteoporozdan korunmada önemli bir rol oynuyor.
Fındık folik asit bakımından zengin bir besindir. Alzheimer gibi hastalıklara karşı koruyucu etkileri olduğu düşünülmektedir.
Kanserden korunmada önemli bir rol oynayan E vitamini fındıkta bol miktarda mevcut. Yalnız E vitamini değil, onun yanında antikanserojen madde içeren fenolik bileşikler açısından da çok zengin fındık.
Fındık, ayrıca sinirlerin uyarımı ve kas dokusunun çalışması için gerekli olan potasyum bakımından da zengindir. Fındık yağı vücut ısısının korunmasından yağda eriyen vitaminlerin taşınmasına kadar birçok görevi yerine getirir. Fındık yağındaki linoleik asit vücut tarafından üretilmez, dışarıdan alınır.
Linoleik ve oleik asitler kanda kolesterolün yükselmesini önler, kalp ve damar hastalıklarına karşı koruyucu etki yapar. Fındık yağı ayrıca, böbrek ağrılarını giderir, kum ve taş düşürülmesinde yardımcı olur, bağırsak solucanı düşürür. Ancak mide rahatsızlığı çekenler, damar sertliği olanlar ya da yüksek tansiyondan şikayet edenler fındığı ve fındık yağını çok az tüketmelidir.
1000 gr fındık 725 kalori sağlar. Bu özelliği ile bedensel ve zihinsel yorgunlukları giderir, vücuda kuvvet verir. Tazesi iyi çiğnenirse besleyici olup kurusunun sindirimi ağırdır.
Dünya fındık üretim alanı 525 bin hektar dolaylarında olup bu alanın yüzde 79.16’sı Türkiye‘de bulunmaktadır. Ülkemizde Tombul, Palaz, Foşa, Mincane, Çakıldak, Kalınkara, Uzunmusa, Kan, Kargalak, Cavcava, Sivri, İncekara, Acı, Kuş ve Badem fındık çeşitleri yetişir. Bunlardan özellikle yuvarlak şekilli fındıklar, fındık işletme sanayii için oldukça uygun olduklarından bolca yetiştirilirler. Fındık hasadı genellikle ağustos ayında yapılır. Bir kişi ortalama günde 75-100 kg fındık toplar. Sepetlere toplanan fındıklar yörelere göre harar, selek ve hey adı verilen sepetler ya da çuvallarla harman yerlerine taşınırlar. Harmanlama işlemi genellikle 15 Ağustos’ ta başlar ve Eylül ayı sonuna kadar devam eder. Fındık çerezlik olarak tüketildiği gibi pastacılık ve şekerleme sanayiinde de kullanılır. Fındığın bol yetiştiği yörelerimizde tatlıdan tuzluya kadar çeşitlenen yemeklerde bol miktarda fındık kullanılır.
100 gram fındık şunları içerir;
Şunlara da göz atın;