Lahanacılar bir cirit takımının ismi ve kökü Fatih Sultan Mehmet’in dedesi Çelebi Mehmet’e dek uzanıyor. Kaynaklara göre Çelebi Mehmet, düşman atlılarının gücünü hissedip kendi ordusundaki atlı hakimiyetini artırmak için takım kurarak, olayı eğlenceli bir rekabete döküyor. Kendisi Merzifon’da bulunuyor ve yörenin de lahanası ünlü. Bu nedenle de kurduğu cirit takımının adını “Lahanacılar” olarak belirliyor. Oğlu 2. Murad’ın takımı ise Amasyalılardan kurulu ve Amasya’nın da bamyası ünlü olduğu için o takımın adına da “Bamyacılar” deniyor. İki takımın rekabeti, Yeniçeri Ocağı lağvedilene kadar sürüyor. Destekçiliği fanatikliğe varan bir rekabet olmuş iki takım arasında. Birçok yeniçerinin yanı sıra, bazı Osmanlı ileri gelenlerinin mezar taslarında bile lahana ve bamya figürleri kullanılmış. 1850’lerde, lahana takımını tutan Kavas Ağası Ahmet Bey, bugün Çengelköy Polis Karakolu önünde, kurnası kaldırımın altında kalmış ve üzeri yeşille boyanıp, yazıları silinmiş bir çeşme hayratı yaptırıyor. Üzerinde ise koskoca bir lahana figürü bulunuyor. Bir başka hikaye de ünlü gezgin Evliya Çelebi’ye ait. Kendisi bu takımlardan birinde iken, sertleşen mücadele sonucu 4 dişini kaybediyor ve diyor ki; “Lahanaya kuvvet, bamyaya lezzet”. Tarihe mutfaktan baktığınızda gıdanın sosyokültürel etkisini görebilirsiniz.
Fırında kuzu incik tarifine de göz atmayı unutmayın.