Günümüzde zaman zaman şok diyetler; internet, sosyal medya veya televizyon programları aracılığıyla paylaşılıyor. Ancak ne kadar sa��lıklı oldukları, uygulayan kişilerde sonrasında ne gibi zararlar bırakabilecekleri ya da gerçekten etkili bir yöntem olup olmadıkları aslında çok da fazla tartışılmayan bir konu. İstanbul da Online Diyet ve Beslenme Danışmanlığı hizmeti veren Diyetisyen Umay GÜR, bir şok diyet türü olan ‘Kayısı Diyetini’ uygulamamanız için geçerli sebepleri anlatıyor.
Hızlı bir şekilde kilo vermeye çalışmak, çok düşük enerjili ya da tek tip besinden ibaret olan diyetleri takip etmek yani herhangi bir şok diyeti uygulamak oldukça sağlıksız bir yöntemdir. Bu tarz diyet listelerine sizin sağlığınızı hedef alan beslenme uzmanları aracılığıyla ulaşmanız çok mümkün olmamakla birlikte, sıklıkla televizyonda, internet ya da haber sitelerinde rastlamanız da olağandır. Çünkü bu tarz şok diyetler sağlığınızda kalıcı hasarlar oluşturmanın yanı sıra size vaat etmiş oldukları kilo kaybı miktarının da yağdan ziyade yalnızca su ve kas içerikli olmasını sağlar. Bununla birlikte kısa süre içerisinde kaybetmiş olduğunuz ağırlık miktarının da sonrasında fazlası ile geri alınmasını sağlayan bir kısır döngüye girmenize sebep olup metabolizmanızın yavaşlayıp durmasına hatta ileri dönemlerde kilo bile verememenize sebep olabilir. Bu diyet türlerinin saydıklarımızın yanı sıra halsizlik, sinir durumu, stres, vitamin ve mineral eksikliklerine de yol açarak yaşam kalitenizi ve sağlığınızı ciddi bir şekilde bozma potansiyelleri de vardır.
Beslenme ve diyet hakkında her geçen gün daha çok bilgiye sahip olma imkanımız artsa da maalesef her zaman doğru bilgiye ulaşmak çok mümkün olmuyor. Kayısı diyeti, hızlı bir şekilde kilo kaybı vaat eden, oldukça sağlıksız ancak toplumumuz tarafından da bir o kadar ilgi gören beslenme yöntemidir. Gün içinde sağlıklı bir bireyin meyve gereksinimi ortalama 2-3 porsiyon şeklinde iken, kayısı diyeti çeşitlerini incelediğimizde ise bireyleri günlük 30 porsiyona bile çıkabilen, hiçbir bilimsel dayanağı olmayan bir beslenme yöntemini uygulamaya teşvik ettiklerini rahatlıkla görebiliyoruz. Bu diyet türü, yalnızca kayısı ile sınırlı kalmayıp farklı çeşit meyvelerin tüketimine imkan sağlıyor olsa da, herhangi bir bireyin yalnızca meyve ile beslenmesi, bu kadar yüksek porsiyonlarda meyve tüketiyor olması; diyabet, tansiyon ve benzeri rahatsızlıkları bulunan kişiler için ekstra risk faktörü oluşturabiliyorken sağlıklı bireylerde de böbrek, karaciğer ve diğer organların sağlığı için yüksek tehlike oluşturmaktadır. Özellikle, sindirim ve boşaltım sistemine de hasar verip bu diyet tiplerini uygulayan kişilerde ishal yaşanma sıklığı da oldukça artmaktadır. Sağlığa olumsuz etkilerine ek olarak, bir meyve çeşidinin tek başına öğün olarak tüketilmesi doyuruculuğu yüksek bir tercih olmamakla birlikte, kan şekeri üzerinde de dengesizlikler yaratabilecek bir yöntemdir. Aynı zamanda bu tip diyetleri uzun ya da kısa dönem uygulayan kişiler, meyveler ile birlikte protein, yağ gibi besin ögelerini alamayacakları için tamamen karbonhidrat içerikli bir beslenme modeli izlemiş olacaklar. Böylelikle, bu tip bir beslenme, bireylerin ne kilo vermesi için ne de sağlığının devamı için doğru bir tercih olmayacaktır. Hatta çeşitli vitamin ve mineral eksiklikleri de görülmesi olağandır. Vaat edilen kilo kaybını sağlasa bile çok kısa süre içerisinde kilo vermede duraklama ile birlikte verildiği sanılan kilonun kişiye tekrardan fazlası ile geri dönüşü de çok mümkündür. İnternet siteleri ya da televizyon programlarında bahsi geçen ‘yağ yakıcı’, ‘haftada 5 kilo verdiren diyet’ şeklinde stratejik yöntemlerle topluma sunulan popüler diyetlerin kesinlikle sürdürülebilirliği olmadığı gibi hiçbir bilimsel ve mantıksal dayanakları da yoktur. Ayrıca, yeterli ve dengeli beslenen sağlıklı bir bireyin haftada verebileceği kilo miktarı kişiden kişiye değişmekle birlikte ortalama 1,5-2 kg civarındadır. Belirtilen bu değerlerin 2 ya da 3 katı kilo vermeyi vaat eden diyet modelleri, bireyin gereksinim duyduğu enerji ve besin değerlerini oldukça kısıtlıyor demektir. Bu sebeple, bir diyetisyen eşliğinde kendinize özel hazırlanmış, sürdürülebilirliği ve uygulanabilirliği olan sağlıklı ve dengeli beslenme modellerini takip etmeli, hem de verilebilecek ideal kg miktarının üzerine çıkılmasını bir başarı gibi görmemelisiniz. Böylece uzun dönemde, adım adım ve ideal miktarlarda kilo kaybedebilir hem de aç kalmadan, besin çeşitliliği sağlayarak ve en önemlisi sağlığınıza kalıcı hasarlar vermeden keyifli bir şekilde beslenebilirsiniz. Son olarak, beslenme sağlığımızın bu kadar önemli bir parçasıyken kesinlikle sosyal medyada, televizyonda ya da herhangi bir internet sitesinde denk geldiğiniz diyet tipini bir diyetisyene danışmadan, bilimsel olarak doğruluğundan ve güvenilirliğinden emin olmadan kesinlikle uygulamayın. Siz de sağlığınızda çok değerli.. Yazar: Diyetisyen Umay GÜR Şunlara da göz atın;Kayısı Diyetinin Zararları Nelerdir?