Aşırı yemek yeme, birçok kişinin dönem dönem yaşadığı bir durumdur ve çeşitli fiziksel ve psikolojik faktörlerden kaynaklanabilir. Aşırı yemek yeme alışkanlığı, uzun vadede sağlık sorunlarına yol açabilir ve yaşam kalitesini düşürebilir. Aşırı yemek yeme, kişinin açlık hissetmediği halde büyük miktarlarda yiyecek tüketmesidir. Bu durum genellikle hızlı yemek yeme, kontrolsüz atıştırma ve doygunluk hissine rağmen yemeye devam etme şeklinde kendini gösterir. Aşırı yemek yemenin birçok farklı sebebi olsa da, altında yatan en yaygın nedenleri yazımızda derledik.
Protein, vücudun genel sağlığı için çok önemlidir. Metabolizmayı hızlandırır ve iştahı azaltır. Aynı zamanda kas gelişimini destekler. Bu yüzden diyetin %25'i proteinden oluşmalıdır. Her gün yeterli miktarda protein almadığınızda, iştahınız artar ve aşırı yeme durumu gelişebilir. Böyle durumlarda abur cubur gibi sağlıksız yiyeceklere yönelmeniz normaldir. Tavuk, kırmızı et, yumurta, ördek gibi besinler protein bakımından zengindir.
Lif, sağlıklı bir sindirimde çok önemli bir rol oynar. Lif bakımından zengin yiyecekler tüketmek, tokluk hissini artırır ve besin emilimine yardımcı olur. Lif açısından zengin gıdalar, kısa zincirli yağ asitleri üretmek ve bağışıklık sistemi fonksiyonunu güçlendirmek için sağlıklı bağırsak bakterilerini beslemeye yardımcı olur. Lif bakımından eksik beslenmek, daha sık acıkmanıza neden olur. Bununla birlikte sindirim sorunları da görülebilir.
Kronik stres metabolizmanızı azaltabilir ve sindiriminizi ve besinlerin emilimini bozabilir. Kronik stres, şekerli ve yüksek karbonhidratlı gıdalara olan isteği artırabilir. Kronik stres altında olduğunuzda hipofiz adrenal ekseni sürekli aktive olur, bu da yiyecek isteğini artırır. Ayrıca kronik stres de kan şekerinin yükselmesine neden olabilir. Bu nedenle, kronik olarak stresli olduğunuzda, aşırı işlenmiş gıdaları arzulamak yaygındır ve bu da stresle başa çıkma mekanizması haline gelir. Kronik stresi azaltmak için, yoga, yüzme, doğada vakit geçirme, meditasyon gibi hobilere vakit ayırabilirsiniz.
Uyku sağlığımız genel refahımız için çok önemlidir. Hızlı tempolu bir yaşam tarzı ve kronik stres, kötü uykuya neden olabilir. Çalışmalar, kronik uyku yoksunluğunun insülin ve kortizolün artmasına yol açarak aşırı yemeye daha da katkıda bulunabileceğini gösteriyor. Kötü bir gece uykusundan sonra daha fazla sinirlilik ve şekerli yiyeceklere olan isteğinizi hiç fark ettiniz mi? Uyku sırasında vücudunuz insüline daha duyarlı hale gelir. Örneğin, tek bir gecelik uyku yoksunluğu, glikozla başa çıkma yeteneğinizde %40'lık bir azalmaya neden olur. Ayrıca iyi uyumadığınızda vücudunuz ghrelin adı verilen açlık hormonunu daha fazla üretir ve tokluk hormonumuz olan leptin üretimini azaltır. Leptin beynimize yemeyi bırakmamız gerektiğini söyler ve ghrelin iştahımızı artırır.
Aşırı kısıtlayıcı ve katı diyetler uygulamak, uzun vadede çoğu zaman geri teper. Çoğu zaman, aşırı kısıtlayıcı diyetler kısa bir süre için sürdürülebilir ancak daha sonra yiyeceklerle sağlıksız ilişkilere, takıntılı düşünmeye veya kronik kalori takibine yol açabilir. Aynı anda çok fazla gıdayı kısıtlamak, belirli gıdalara karşı kontrol edilemeyen isteklere ve sonuçta aşırı yemeye yol açabilir. Kronik kısıtlamayı önlemek için her gün küçük, sağlıklı değişiklikler yapmaya başlamanızı ve daha sağlıklı alışkanlıklar uygulamaya dikkat edin.
Şunlara da göz atın;