Fitoterapi, bitkileri kullanarak hastalıkları tedavi etmeyi amaçlayan doğal bir yöntemdir. Tedavi süresi hastaya göre değişiklik gösterir. Fitoterapinin amacı, vücudun normal işlevlerini yerine getirmesini ve kendini iyileştirmesini sağlamaktır. Fitoterapi uygulanmadan önce, hasta muayene edilir. Muayene sonrasında hastanın ihtiyaç duyduğu bitki ilaçlarına karar verilir. Bu ilaçların arasında tabletler, çaylar, otlar, losyonlar, kremler ya da kapsüller bulunmaktadır.
Fitoterapi uygulamaları kişiden kişiye değişiklik gösterir. Her hastanın vücut yapısı, hastalığı, hastalık derece aynı olmadığı için, kişiye özel tedavi planı çıkarılmaktadır. Migren ve baş ağrıları, kadın hastalıkları, aşırı kilo problemi, mide ve bağırsak hastalıkları, kemoterapi sonrası tedavi, tiroit bezi hastalıkları, böbrek ve idrar yolları hastalıkları, şeker hastalığı, solunum yolları hastalıkları, depresyon, panik atak ya da sinir hastalıkları, alerji ve cilt hastalıkları, romatizma ve osteoporoz, uykusuzluk, astım gibi hastalıklarda kullanılır.
Antosiyanin gibi fenolik bileşenler, A vitamini, C vitamini ve E vitamini içerir. Ayrıca oleik asit, palmitik asit, linoleik asit, gama linolenik asit gibi esansiyel yağ asitleri de içerir. Yapılan çalışmalar kuşburnu yağının - içerdiği antosiyanin ve polifenoller sayesinde - osteoartrit hastalığındaki iltihabı ve eklem ağrılarını azalttığını göstermiştir. Kuşburnu yağının içerdiği A, C ve E vitaminleri antioksidan özelliktedir. Kuşburnunun portakal veya limondan daha fazla C vitamini içerdiği düşünülmektedir.
Araştırmalar, C vitamininin serbest radikallerin neden olduğu ultraviyole ışık hasarını azaltmaya yardımcı olabileceğini göstermektedir. Ayrıca C vitamini kırışmayı azaltmaya yardımcı olan kolajen üretimini de destekler, yara iyileşmesini hızlandırır ve cildin kurumasını önlemeye yardımcı olur. Yapısındaki A vitamininin, likopen ve beta karoten bileşenleri sayesinde ise güneş hasarını, hiperpigmentasyonu, kırışıklığı ve yaşlanma belirtilerini azaltır. Ayrıca hafif ve orta dereceli akne tedavisinde kullanılır. E vitamininin iltihap önleyici etkisi gül hastalığı, sedef hastalığı, egzama ve dermatit gibi cilt hastalıklarında görülen tahrişi azaltmaya yardımcı olur.
Kuşburnu yağı, sakinleştirici bir kokuya sahiptir ve aromaterapide kullanılır. 2009 yılında yapılan bir araştırmaya göre, kuşburnu yağı solumak sistolik kan basıncı, kan oksijen doygunluğu ve solunum hızı gibi otonomik tepkileri azalttığı görülmüştür.
Hayıt bitkisi, çeşitli rahatsızlıklar için bitkisel bir ilaç olarak sıklıkla hasat edilen bir bitkidir. En popüler kullanımı PMS, menopoz semptomları ve kısırlık sorunlarını gidermektir. Kadınların üreme sistemlerini etkileyen koşulları iyileştirir. Hayıt bitkisi, özellikle bir kad��nın üreme sistemini etkileyen koşulları iyileştirme ve adet öncesi sendromun (PMS) semptomlarını azaltmasıyla bilinir. Östrojen ve progesteron dahil diğer hormonları dengelemeye yardımcı olur ve adet öncesi sendromunun kabızlık, sinirlilik, depresyon hali, migren, meme ağrısı ve hassasiyet gibi semptomlarını azaltır. Adet öncesi yaşanan endişe ve psikolojik değişimleri baskılar. PMS (adet öncesi sendrom), fazla prolaktin salınımı, menstrüel bozukluklar, kısırlık, akne, menopoz, emzirme zorlukları tedavilerinde kullanılır. Popüler tıpta, hayıt aynı zamanda bir menstrüasyonu uyaran, yaraları iyileştiren, gaz giderici, annelerin süt miktarını arttıran , enfeksiyon ve iltihaplarla savaşan bir tedavi olarak kabul edilmektedir.
Sarı kantaron, antioksidan özelliği sayesinde iltihaplanmayı azaltır. Antiviral ve antibakteriyel özelliktedir yani enfeksiyonla savaşır ve iyileşmesini sağlar. Ayrıca ülser gibi hastalıklarda yaraları onarır. Sindirimi hızlandırır, kabızlık, gaz sancıları ve şişkinliğe iyi gelir. Hafif-orta şiddette depresyonu olan hastaların tedavisinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Mutsuzluğa iyi gelir. Doku bütünlüğünü ve sağlamlığını sağlayan kollajen sentezi yara iyileşmesinde anahtar rol oynar. Sarı kantaron, kolajen sentezini ve kolajenin depolanmasını arttırarak yara iyileşmesini hızlandırır.
Yaraların tedavisinde kullanılır. Yanık, sıyrık ve yaraların üzerine uygulandığında bölgeye kan akışını artırır ve tedavi eder. Cilt tonunu eşitler, elastikiyetini artırır ve cildi nemlendirir. Saçı güçlendirir ve saç dökülmesini önler. Güneş yanıkları ve küçük yaralar üzerinde olumlu etkisi vardır. Deri iltihabını önler ve kan dolaşımını iyileştirir.
Yeşil çay, siyah çay ve oolong çayına göre içindeki biyoaktif bileşenlerden olan polifenoller açısından zengindir. İçerdiği polifenoller sayesinde inflamasyonu azaltır ve hastalıklara karşı korur. Polifenollerden biri olan kateşin yeşil çayda bulunur ve yeşil çayın birçok olumlu özelliği kateşinlerden gelir. Etkin olan polifenoller, epigallokateşin gallat adlı bileşendir. Yeşil çay içinde bulundurduğu kateşin, kafein ve teanin sayesinde termojenezisi artırarak yağ yakımını sağlar ve ödem atmaya yardımcı olur. Yeşil çayın kansere karşı koruyucu etkisi kateşinlerden sağlanmaktadır. Kateşinlerin hücre hasarına karşı antioksidan etkisi vardır bu sayede damar sağlığını korur. Kardiyovasküler hastalıklardan kaynaklı ölümlerin oranını düşürür ve kalp damar hastalıklarını iyileştirir. İçerdiği polifenolik bileşikler sayesinde oksidatif stresi azaltarak, kan basıncını düzenler, total ve kötü kolesterol seviyelerini düşürür.
Araştırmalar, yeşil çayın çoklu antioksidan içermesiyle, nörodejeneratif hastalıkların tedavisinde kullanılabileceğini belirtmektedir. Ayrıca içeriğinde bulunan kateşinlerin, oksidatif stresi azaltarak ve sinir hücrelerini onararak nörodejeneratif hastalıklara karşı koruyucu etkisi olduğu belirtilmiştir.
Yeşil çay, sindirim sistemi hastalıklarını önler ve sindirim sisteminde hücre içi antioksidanları aktive eder. Kanser yapıcı maddelerin oluşumunu engeller ve kanser hücre çoğalmasını baskılar. Ayrıca içerdiği doğal flavonoid sayesinde ağız sağlığında önemli bir yeri vardır. Düzenli tüketildiğinde ağız enfeksiyonlarına ve dişlerde plak oluşumuna karşı korur, diş çürümelerini önler ve ağızda zararlı bakteri çoğalmasını engeller.
Şunlara da göz atın;