Arılar, iğne yapraklı ağaçlar ve yaprak dökmeyen bitkilerin özünden propolis adı verilen bir bileşik üretir. Su geçirmez, antimikrobiyal ve ısı yalıtan özellikteki bu özler, arılar tarafından kovana taşınır. Bal arıları, bu özlerle koloninin hastalıklardan korunmasını ve kovan duvarlarının kaplanmasını sağlar. Binlerce yıldır kullanılan propolis, enfeksiyonlarla savaşmak ve iyileşme sürecine destek olmak amacıyla kullanılırdı. Mısırlılar propolisi, mumyalama aracı olarak kullanırdı. Propolis bileşimi, arıların hangi ağaçlara erişebildiğine bağlı olarak değişir.
Araştırmacılar propoliste 500'den fazla bileşik tanımladılar. Bu bileşiklerin çoğu polifenol formlarıdır. Polifenoller, vücuttaki hastalık ve hasarla savaşan antioksidanlardır. Spesifik olarak propolis, flavonoidler adı verilen polifenolleri içerir. Flavonoidler bitkilerde bir koruma şekli olarak üretilir. Propolis ayrıca amino asitler, A, C ve E vitaminleri gibi diğer potansiyel iyileştirici bileşiklerin yanı sıra potasyum ve magnezyum gibi mineraller içerir. Propoliste doğal olarak bulunan diğer bileşenler arasında polen, mum ve reçine bulunur.
Propolis ürünlerinin güvenli olup olmadığını belirlemek için henüz yeterli kanıt yoktur ve yan etkilere neden olabilirler. Bal veya arılara alerjiniz varsa, muhtemelen propolis içeren ürünlere de reaksiyon göstereceksiniz. Propolis uzun süre kullanıldığında kendi alerjik reaksiyonuna da neden olabilir. Polen alerjisine sahip olmak, propolise karşı alerjik reaksiyon riskinizi de artırabilir. Özellikle mevcut alerjiniz veya astımınız varsa, tedavi planınıza propolis eklemeden önce bir doktorla konuşun.
Önemli Not: Kronik rahatsızlığı olanlar, alerjik bünyeye sahip olanlar, hamileler ve emziren anneler propolis kullanmadan önce mutlaka doktora danışmalıdır.
Şunlara da göz atın;