Öncelikle bazı tanımlarla başlamakta fayda var.
Belirgin bir niteliği, ünü veya diğer özellikleri bakımından kökenin bulunduğu yöre, alan, bölge ile özdeşleşmiş ürünü gösteren işarettir. Coğrafi işaretler, menşe adı ya da mahreç işareti olarak tescil edilir. Gıda, tarım, maden, el sanatları, sanayi ürünleri coğrafi işaret tesciline konu olabilir. (turkpatent.gov.tr)
Bir ürünün, tüm veya esas nitelikleri belirli bir coğrafi alana ait doğal ve beşeri unsurlardan kaynaklanıyorsa bu durumdaki coğrafi işaretlere “menşe adı” denir. Ürünün üretimi, işlenmesi ve diğer işlemlerinin tümünün belirlenen coğrafi alanın sınırları içinde gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu çerçevede menşe adı olarak tescil edilen coğrafi işaretlerin kaynaklandıkları yöre ile bağları çok kuvvetlidir.
Belirgin bir niteliği, ünü veya diğer özellikleri itibarıyla belirli bir coğrafi alan ile özdeşleşmiş olan; üretim, işleme ya da diğer işlemlerinden en az birinin belirlenmiş coğrafi alan içinde gerçekleşmesi gereken ürünlerin konu olduğu coğrafi işaretlere “mahreç işareti” denir. Hammaddesi veya üretim, işleme aşamalarından bir tanesi yörede gerçekleşen bir ürün mahreç işareti olarak tescillendiğinde diğer üretim ve işleme aşamaları kaynaklandığı yöre dışında da gerçekleştirilebilir.
Bilindiği üzere “Coğrafi İşaret, tüketiciler için ürünün kaynağını, karakteristik özelliklerini ve ürünün söz konusu karakteristik özellikleri ile coğrafi alan arasındaki bağlantıyı gösteren ve garanti eden kalite işaretidir. Coğrafi işaret tescili ile kalitesi, gelenekselliği, yöreden elde edilen hammaddesi ile yerel niteliklere bağlı olarak belli bir üne kavuşmuş ürünlerin korunması sağlanır”.
Yani coğrafi işaretli ürün o bölge ile, o bölgenin iklimsel yapısı ile, o bölgenin toprak yapısı ile, o bölgenin insanı ile, o bölgenin diğer ürünleri ile, o bölgenin geleneksel üretim süreci ile, o bölgenin kültürü ile özdeşleşmiş olan ve bu özdeşleşme ile bir fark yaratan üründür.
Aslında coğrafi işaretli ürünler o bölgenin kültürel miraslarıdır. O bölgenin geçmişinin ve geçmişinden getirdiklerinin günümüze yansımasıdır. Bölgenin tüm özelliklerini özümsemiş ve o özellikleri de yansıtan ürünlerdir. Geçmiş nesillerden aldıkları özellikleri yok olmadan hatta her yeni dönem üstüne eklediği veriler ile birlikte bir çığ edasıyla yok olmadan günümüze gelmiştir.
Gastronomik ürünlerimiz de tarım ürünlerimiz gibi nesilden nesile aktarılır.
Gastronomi en basit anlatımı ile nedir dersek: insanın doğup büyüdüğü yerdeki lezzetleri tüketerek, ailesinden gördükleri ve eğitim ile aldıklarını birleştirerek geliştirmeye çalıştığı damak zevkidir. Gastronomide alışkanlıklar, öğrenilmişlikler ve duygular etkilidir.
İşte bu noktada da coğrafi işaretli ürünler hemen öne çıkar. İnsanlar yörelerindeki ürünlere daha alışıklardır. Çünkü onlarla özdeşleşmişlerdir. Bunlar yediğinizde size en çok zevk veren, sizi mutlu eden, yüzünüzde gülümseme yaratan, yapılan ve yenilen yemeklere de yakıştırdığınız ve bunları yemenin size keyif aldırdığı ürünler genelde kendinizle özdeşleştirdiğiniz yemeklerdir. Coğrafi işaretli ürünlerde kendinizle özdeşleştirdiğiniz ürünlerdir.
Tüm bunlara ilave olarak günümüz dünyasında artık deneyim yaşama ve tat alma çağı başlamıştır. Dünya vatandaşları kendi doğup büyükleri yerlerden başka yerlere giderek oraların tarımsal, gastronomik ve folklorik olarak kültürel yapısını deneyimlemek eğilimindedirler. Artık farklı yerlerdeki ürünleri bulma, onlardan bir şeyler yapma, onların tadına bakma tüm dünyada yükselen bir trend olarak karşımıza çıkmaktadır. İşte bu noktada coğrafi işaretli ürünlerde bu gezginler için çok cezbedici durumdadırlar. Son dönemde ülkemize de çok sayıda dijital göçebe gelmiş durumdadır. Bu göçebeleri iyi değerlendirmek ürünlerin tanıtımı açısından da önemlidir.
Aslında o kadar özel ve güzel ürünlerimiz var ki bunların hepsini burada yazamaya yer yetmez maalesef. Ancak yine de bazı coğrafi işaretli ürünleri saymak istiyorum. Adana kebabı, Adana şalgamı, Adıyaman besni üzümü, Afyon kaymağı, Alanya muzu, Antalya piyazı, Ankara erkeç pastırması, Artvin kestane balı, Ayaş dutu, Aydın kestanesi, Aydın memecik zeytinyağı, Aydın inciri, Çine köftesi, Ağrı geven balı, Bornova kınalı bamyası, Bornova misketi, kavacık üzümü, Urla sakız enginarı, Ege Sultani çekirdeksiz üzümü, Çeşme kavunu, İzmir gevreği, Bodrum mandarini, Köyceğiz portakalı, Marmaris çambalı, Milas kanlı kavurması, Muğla göce tarhanası, Akhisar domat zeytinyağı, Alaşehir kapaması, Çorum kargı tulum peyniri, Çorum kuru mantısı, İskilip dolması, Malkara eski kaşar peyniri, Edirne ciğer sarma, Edirne badem ezmesi, Antep biber salçası, Antep baklavası, Antep beyranı, Antep kübran ekmeği, Antep sumağı, Gaziantep muhammarası, Kars kaşarı, Kars balı, Yüksekova çirek peyniri, Hakkari kıris, Antakya carra peyniri, Belen kömürçukuru pekmezi, Hatay kabak tatlısı, Hatay kömbesi, Samandağ biberi vb.
Ben biliyorum; Tire köftesinin tadını, Bergama tulum peynirinin lezzetini, Aydın incirinin balını, Ayvalık zeytinyağının aromasını, sultani çekirdeksiz üzümün rengini, Urla sakız enginarının nefasetini ya siz? Ben biliyorum bunların hikayelerini ya siz? Ben biliyorum bunların gastronomideki yerini, kültürümüzdeki geçmişini ya siz? Bunları herkesin bilmesi ve kullanması gerekiyor.
Coğrafi işaretli ürünlerinin sayısının arttırılmasından çok tanınırlığının ve aktif kullanımının arttırılması önem arz etmektedir. Önemli olan insanlara hitap eden bir hale getirebilmektir. Gastronomi de bunları insanlara sunabileceğimiz en önemli aracımızdır. O nedenle de coğrafi işaretli ürünlerimizin gastronomiye etkisi ve katkısı çok fazladır.
Hadi gelin bir yere yemek yemeğe gittiğimizde yöresel ürünleri, coğrafi işaretli ürünleri görmek istediğinizi belirtelim. Bunu talep edelim ki hem tarımımıza hem gastronomimize hem kültürel mirasımıza hem de ekonomimize katkımız olsun.