Beslenme ve Diyet Uzmanı Ayşegül Yavuz
Geçmişten günümüze kadar insanoğlu, beslenme, barınma, ısınma, yaralarını iyileştirmek ve hastalıklarını tedavi etmek için bitkilerden faydalanmışlardır. M.Ö. 5000’ li yıllarda insanların tedavilerde kullandığı 250 adet bitkinin var olduğu saptanmıştır. Zamanla ilaçların üretime girmesi tıbbi aromatik bitki kullanımında azalmaya neden olmuştur. 1900’ lü yıllardan sonra, insanların ilaçların yan etkilerini keşfetmesiyle ve yiyecek ve içeceklerde bulunan sentetik maddelerin insan sağlığına verdiği zararların farkına varmasıyla doğal ürünlere olan talep artmıştır.
Doğanın bize sunduğu şifalı bitkiler arasında yer alan ısırgan otunun latince adı Urtica dioica olup; ‘yanmak’ anlamını taşır. Isırgan otunun yaprakları kaşıntı, kızarıklık ve şişlik meydana getirebilir ve dokunulduğu yerde yanma hissi vermesinden dolayı bu ismi almıştır. Isırgan otu ülkemizde her bölgede yetişen yabani bir ottur ve ilkbahardan kışa kadar toplanır.
Isırgan otu; flavonoidler, formik asit, bitki sterolleri, bitki enzimleri, fenilpropanlar, kumarinler, terpenoidler, potasyum, kalsiyum, demir, fosfor, magnezyum, beta-karoten, lutein ve A, B, C, K vitaminlerini içermektedir.
Şunlara da göz atın: