Annelerin bebeklerinin gelişimi sırasında en çok zorlandıkları konulardan biri ek gıdaya geçiş sürecidir. Doğumdan sonra anne sütüyle, mamayla ya da her ikisinin bir arada kullanılmasıyla beslenen bebekler için hayatlarının yeni bir dönemini temsil eden ek gıdaya geçiş dönemi anneler açısından birçok bilinmezi de beraberinde getirir. Bu nedenle ek gıdaya geçiş ve ek gıdayla beslenme süreci ile ilgili merak edilenleri sizler için Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Hediye Dağdeviren’e sorduk.
Doç. Dr. Hediye Dağdeviren: “Bebekler genellikle 6 aylıkken katı yiyecekler yemeye, 7-8 aylık olduklarında ise farklı besin gruplarından çeşitli besinler denemeye başlayabilirler. Bu süreçte bebeklerin ilk başta tek bileşenli yiyecekleri yemesine izin verilmelidir. Böylece çocuğun tükettiği gıdayla ilgili bir gıda alerjisi olup olmadığı gözlemlenebilir. Her yeni besin arasında 3 ile 5 gün beklenilmelidir. Bebek 12 aylık olana kadar inek sütü verilmesi önerilmez.
Bebeklerin başlangıçta ezilmiş, süzülmüş, püre haline getirilmiş ve dokusu pürüzsüz yiyecekleri yemesi daha kolay olacaktır. Yeni gıda dokularına alışma sürecinde bebek öksürebilir, tükürebilir ya da tıkanabilir. Bu nedenle öncelik tükürükle kolayca çözülebilecek ve çiğnenmesi gerekmeyen yiyeceklere yer verilmelidir. Bebeğin çiğneme becerilerinin gelişmesiyle birlikte daha pürüzlü dokudaki besinlere geçilebilir.
Ek gıdaya geçiş döneminde sebzeler, meyveler ve diğer yiyecekler pürüzsüz bir hal alana kadar ezilmeli ya da püre haline getirilmelidir. Pişirmeden önce kümes hayvanlarından, etten ve balıktan tüm yağ, kemik ve deri çıkarılmalıdır. Yumuşak yiyecekler küçük parçalar ya da ince dilimler haline getirilmelidir. Yiyecekler hava yolunda sıkışmayacak şekilde kısa ince şeritler halinde kesilmelidir. Üzüm, kiraz, domates gibi yuvarlak besinler küçük parçalar haline getirilmelidir.
Ek gıdalar hazırlanırken besin değeri ve vitamin kaybı olmaması için bazı noktalara dikkat edilmesi gerekir. Meyvelerin püre haline getirilmesi sırasında rondo yerine cam rende kullanılmalıdır. Sebzelerin suda haşlanması ve haşlanan suyun dökülmesi vitaminlerin ve minerallerin kaybına neden olduğundan sebzelerin buharda pişirilmesi tercih edilmelidir. Sebzeler doğranmadan önce iyice yıkanarak büyük parçalara ayrılmalı ve eğer mümkünse bıçak kullanılmadan elle bölünmelidir. Ayrıca sebzelerin ve meyvelerin yenilebilir kabuklarının soyulmaması da önemlidir.” önerilerini sundu.
Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Hediye Dağdeviren en sağlıklı olanın mevsimlik ve taze yiyecekleri tercih etmek olduğuna dikkat çekiyor. Kış mevsiminde bebeklerin sağlıklı ve zinde olması için mevsim sebzeleri ve meyveleri olmazsa olmazlardandır. C vitamini çok güçlü bir antioksidan olarak bağışıklık sistemini güçlendirici etkiye sahiptir. Elma, kivi, narenciye, nar, tatlı patates, havuç, ıspanak, lahana, yeşil biber ve maydanoz kış aylarında bebeklerin özellikle tüketmesi gereken besinler arasında sayılabilir.
Bebeklerin kış ayların tüketmesi gereken meyvelerin başında elma gelir. Elma; kalsiyum, potasyum, magnezyum, protein, demir ve fosfor gibi minerallerin yanı sıra A, B1, B2 ve C vitamini de içerir. Bunlar çocukların ağız ve vücut sağlığı açısından çok önemlidir. Bebekler elmayı püre halinde ya da çekirdeksiz küçük parçalar halinde dilimli tüketmelidir.
C vitamini açısından son derece zengin olan kivi 12 aylıktan büyük bebeklere önerilir. Kabuğu soyulup küçük küpler haline getirilerek bebeklerin kiviyi zevkle tüketmesi sağlanabilir. Narenciye kış aylarında bebeklerin tüketmesi gereken temel meyvelerdendir. Bağışıklığı artırmaya yardımcı olduğu gibi birçok farklı vitamin de içerir. Meyve ve sebzeler püre haline getirilerek ya da küçük parçalar şeklinde kesilerek bebeklere verilebilir. Önemli olan bebeğin kaç aylık olduğunun, gelişimsel sürecinin ve çiğneme becerilerinin göz önünde bulundurulmasıdır.
Bebeklerin ilk 6 ay yalnızca anne sütüyle beslenmesi çok önemlidir. Ek gıdaya geçiş dönemiyle birlikte bebek istediği ve annenin sütü geldiği sürece emzirmeye devam edilmeli, mümkünse bu durum 2 yaşına kadar devam ettirilmelidir. 6-12 aylık bebeklerde ek gıda öğün sayısı farklı olmalıdır. Bu sayı 6-8 aylık bebeklerde günde 2- öğün iken; 9-11 ay arasındaki bebeklerde 3-4, 12 ayını tamamlayan bebeklerde ise 3-4 öğün ve 1-2 ara öğün şeklinde uygulanmaya özen gösterilmelidir. Porsiyonlar her öğünde 1 çay bardağından daha fazla olmamalıdır.
Ebeveynlerin hayali bebeklerinin kendilerine verilen tüm sebzeleri ve meyveleri itiraz etmeden, severek tüketmesi olsa da ne yazık ki süreç bazen böyle ilerlemiyor. Bebeğin sebzeyi ve meyveyi yemeyi istememesi durumunda yeni ek besinlerin bebek açken tattırılması gerekir. Karnı aç olan bebek verilen ek gıdayı tatma konusunda daha hevesli olabilir. Verilen gıdayı sevmediği takdirde birkaç gün sonra aynı gıda yeniden verilerek denenmesi gerekir. Yine başarısız olunması durumunda 7-10 gün sonra pişirme ve sunum şekli değiştirilerek tekrar bebeğe verilmelidir. Bebeğin sevmediği yiyecekler farklı sunumlarla ve farklı pişirme teknikleriyle yeniden hazırlanmalıdır. Ve en önemlisi kesinlikle yemek konusunda bir inatlaşma içerisine girmemeye özen gösterilmelidir.
Bebeklerde olası alerjik reaksiyonların gözlenmesi için her bir besin ayrı ayrı verilmeli karıştırılmamalı ve bir çay kaşığıyla başlanmalıdır. Besinler karıştırıldığında herhangi bir alerjik reaksiyon meydana gelmesi durumunda, alerjiye neden olan besini bulmak çok daha zor olacaktır.
Bebeklerde ek gıdaya geçiş döneminde ortaya çıkan alerji belirtileri arasında; kabızlık, ishal, kusma, karın ağrısı, kızarıklık ve döküntü sayılabilir. Bu risklerin azaltılması için ek gıdaya geçiş döneminde alerji yapma riski düşük besinlere öncelik verilmelidir.
Kış mevsimi C vitamini içeren besinlerin sıkça tüketilmesi gereken bir dönemdir. Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Hediye Dağdeviren; bebeklerin her ay tüketebileceği besinlerin farklı olmasının yanı sıra bebeklerin ek gıdalara verdikleri tepkinin, alerjik reaksiyon geliştirip geliştirmediklerinin de ek gıda içeriklerini doğrudan etkilediğini belirtiyor.
Yazar:
Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Hediye Dağdeviren
instagram.com/doc.dr.hediyedagdeviren
Şunlara da göz atın;