18. yüzyılda Frezier adlı bir Fransız asker, görevli olarak Şili'ye gönderilir. Dönüşünde ilk kez bu ülkede yediği ve tadına doyamadığı küçük kırmızı renkli bir meyveyi, yani çileği Fransa'ya getirir. Oradan tüm dünyaya yayılan çilek, gülgiller familyasından geliyor. Sapları yerden fazla yüksek olmayıp çiçekleri beyaz olan bitkinin yemişleri önceleri pembe, geliştikçe de koyu bir renk alıyor. Çileğin yaklaşık 600 çeşidi olduğu biliniyor. Ülkemizde 6 çeşit çilek yetiştiriliyor. Bunlar; Frenk çileği, turfanda yetiştirilen sera çileği, Arnavutköy çileği, reçel yapımında da kullanılan Bursa çileği, Ereğli Osmanlı çileği ve ormanlarda yetişen yabani çilek. Ereğli Osmanlı çileğinin desteklenmesi amacıyla her yıl haziran ayında uluslararası bir festival düzenleniyor. Ayrıca, son yıllarda üretimi azalsa da İçel'in Tarsus ilçesinin de çileği meşhur. Çilek yetiştiriciliğinde lider kent; şeftali, kestane ve ipeği ile meşhur Bursa. DİE'nün verilerine göre Bursa, toplam çilek yetiştiriciliğinin %50'sinden fazlasını karşılıyor. Marmara ve Karadeniz'in kıyı kesimlerinde, akarsu vadilerinde, hafif kumlu topraklarda da yetiştiriliyor. Doğal ortamda yetişen bu türe yaban çileği deniyor.
Efsaneye göre Venüs,(Afrodit) yakışıklılığı ile ünlü Adonis’in ölümüne o denli üzülmüş ve ağlamış ki gözyaşları sel olup toprağa akmış. Ve toprakla bütünleşen gözyaşları minik kalp şekilli kırmızı çileklere dönüşmüş. Bu yüzden Romalılar’ın her yıl düzenledikleri Adonis’i anma şölenlerinde çilek, sofraların vazgeçilmez meyvesi imiş.
Çilek, ortaçağda kalp şekilli biçiminden dolayı tutkunun sembolü idi. Kimilerince San Francesco Sale’in bir yazısında anlattığı gibi toprakta büyüyen ve yılanlar ile diğer sürüngenler tarafından ezildiği halde onların zehrini özümsemeden saflığını koruyan çilek, masumluğun simgesi idi. Ünlü İngiliz yazar Sheakesper de ısırgan otunun altında ezilmeden büyüyen çileğin güzelliği, saflığı ve hoş kokuyu simgelediğini yazmıştı. Yiyeni büyülediğine inandığı çileğe “sihirli meyve” adını takmıştı.
Çilekler esas olarak su (%91) ve karbonhidratlardan (%7.7) oluşur. Sadece az miktarda yağ (%0.3) ve protein (%0.7) içerirler. 100 gram çilek yaklaşık 32 kalori içerir.
Taze çileklerde su oranı çok yüksektir, bu nedenle toplam karbonhidrat içeriği çok düşüktür 100 gram başına 8 gramdan az karbonhidrat içeriğine sahiptir. Net sindirilebilir karbonhidrat içeriği, aynı porsiyon boyutunda 6 gramdan azdır. Bu meyvelerin karbonhidratlarının çoğu, glikoz, fruktoz ve sakaroz gibi basit şekerlerden gelir, ancak aynı zamanda yeterli miktarda lif içerirler. Çileklerin glisemik indeksi 40’tır. Bu, çileklerin kan şekeri seviyelerinde büyük artışlara yol açmaması gerektiği ve diyabetli insanlar için güvenli kabul edildiği anlamına gelir.
Lif, çileklerin karbonhidrat içeriğinin yaklaşık %26'sını oluşturur. 100 gram çilekte hem çözünür hem de çözünmez olmak üzere 2 gram lif bulunur. Diyet lifleri, bağırsaklarınızdaki dost bakterileri beslemek ve sindirim sağlığını iyileştirmek için önemlidir. Kilo kaybı için de faydalıdırlar ve birçok hastalığın önlenmesine yardımcı olabilir.
Çilekte en bol bulunan vitamin ve mineraller şunlardır:
Daha az oranda olsa da çilek ayrıca demir, bakır, magnezyum, fosfor ve B6, K ve E vitaminlerini de sağlar.
Çilekler, aşağıdakiler dahil olmak üzere antioksidanlar ve faydalı bitki bileşikleri ile yüklüdürler. Çileklerde 25'ten fazla farklı antosiyanin bulunmuştur. Pelargonidin en bol olanıdır. Antosiyaninler, meyve ve çiçeklerin parlak renklerinden sorumludur. Genellikle meyve kabuğunda yoğunlaşırlar, ancak çilek gibi meyveler de etlerinde antosiyaninlere sahip olma eğilimindedir. Antosiyanin içeriği genellikle renk yoğunluğu ile orantılıdır ve meyve olgunlaştıkça büyük oranda artar. Antosiyanin açısından zengin gıdalar, özellikle kalp sağlığıyla ilgili olarak sayısız sağlık yararı ile ilişkilidir.
Diğer faydaları şu şekildedir;
Kalp hastalığı, dünya çapında en yaygın ölüm nedenidir. Araştırmalar, çilek veya dut antosiyaninleri ile kalp sağlığında iyileşme arasında bir ilişki bulmuştur. Binlerce insanda yapılan büyük gözlemsel araştırmalar, meyve tüketimini kalple ilgili ölüm riskinin daha düşük olmasıyla ilişkilendiriyor. Kalp hastalığı için iyi bilinen risk faktörleri olan orta yaşlı kişilerde yapılan bir araştırmaya göre, meyveler HDL (iyi) kolesterol, kan basıncı ve kan trombosit fonksiyonlarını iyileştirebilir.
Karbonhidratlar sindirildiğinde, vücudunuz onları basit şekerlere ayırır ve kan dolaşımınıza bırakır. Vücudunuz daha sonra hücrelerinize şekeri kan dolaşımınızdan almasını ve onu yakıt veya depolama için kullanmasını söyleyen insülin salgılamaya başlar. Kan şekeri regülasyonu ve yüksek şekerli diyetlerdeki dengesizlikler, artan obezite, tip 2 diyabet ve kalp hastalığı riski ile ilişkilidir. Çilekler, karbonhidrat açısından zengin bir öğünün ardından çilek içermeyen bir öğünle karşılaştırıldığında, glikoz sindirimini yavaşlatıyor ve hem glikoz hem de insülindeki ani yükselmeleri azaltıyor gibi görünüyor. Bu nedenle çilek, metabolik sendromun ve tip 2 diyabetin önlenmesinde özellikle yararlı olabilir.
Kanser, anormal hücrelerin kontrolsüz büyümesiyle karakterize bir hastalıktır. Kanser oluşumu ve ilerlemesi genellikle oksidatif stres ve kronik inflamasyonla bağlantılıdır. Bir dizi çalışma, meyvelerin oksidatif stres ve iltihaplanma ile savaşma yetenekleri sayesinde çeşitli kanser türlerinin önlenmesine yardımcı olabileceğini düşündürmektedir. Herhangi bir somut sonuca varılmadan önce çileğin kanser üzerindeki etkilerinin anlaşılmasını geliştirmek için daha fazla insan araştırmasına ihtiyaç vardır.
Çilekler genellikle iyi tolere edilir, ancak özellikle küçük çocuklarda alerjisi oldukça yaygındır. Çilekler, polen-gıda alerjisi olarak bilinen huş polenine veya elmalara duyarlı kişilerde semptomlara neden olabilen bir protein içerir. Yaygın semptomlar ağızda kaşıntı veya karıncalanma, kurdeşen, baş ağrısı ve dudakların, yüzün, dilin veya boğazın şişmesinin yanı sıra ciddi vakalarda solunum problemlerini içerir. Alerjiye neden olan proteinin çileğin antosiyaninleriyle bağlantılı olduğuna inanılıyor. Renksiz, beyaz çilekler, aksi takdirde alerjisi olacak kişiler tarafından genellikle iyi tolere edilir.
Canlı kırmızı renkli ve lekesiz olanları seçin. Paketlerde satılanları kontrol ederek alın. Satın aldıktan hemen sonra tüketin. Buzdolabında 1-2 gün saklayacaksanız saplarını koparmadan ve yıkamadan geniş bir kâse içinde saklayın.
Şunlara da göz atın;