Böbrek Taşı Olanlar Nasıl Beslenmeli?
Böbrek taşına ne iyi gelir, böbrek taşı olanlar ne yemeli, hangi besinlerden uzak durmalı? Doç. Dr. Eda Tokat Şahin, böbrek taşı olanlar için beslenme önerilerinde bulundu.

Dünya çapında genel popülasyonda böbrek taşı sıklığı ortalama %10 civarındadır ve her geçen gün sıklığı artmaktadır. On yıl içinde tekrarlama oranları da %50 civarındadır. Kimyasal bileşimine göre en sık görülen taş türü kalsiyum oksalat taşları (%67) iken, bunu kalsiyum fosfat (%17), ürik asit (%8), sitrüvit (%3) ve sistin taşları (%0.4) takip etmektedir. Böbreklerde taş oluşumu multifaktöriyeldir; genetik faktörler, anatomik ve fonksiyonel anormallikler ve beslenme taş oluşumunda rol oynar. Hastaların da en fazla sordukları ve merak ettikleri konu böbrek taşı oluşmaması için ne içip, ne yemeleri gerektiği veya hangi besinlerden uzak durmaları gerektiğidir.

Böbrek Taşı Olanlar Nasıl Beslenmeli?

  1. Yeterli sıvı alımı

Yeterli sıvı alımı taşın türü ne olursa olsun böbrek taşı tekrarlamasını önlemek için bilinen en önemli beslenme önlemidir çünkü yeterli sıvı alımı idrarı daha seyreltik hale getirir ve kristallerin atılımını artırarak böbreklerde çökmesini önler. Hastaların günlük idrar hacminin en az 2-2.5 lt olacak şekilde yeterli sıvı almaları önerilir. Ayrıca sıvı kaybı dengelenmelidir. Örneğin; yazın sıvı alımı terle veya buharlaşma ile artacağından 2-2.5 lt idrar çıkarmak için almanız gereken sıvı miktarı kış mevsimine göre daha fazla olmalıdır. Hastanın taşının türü sistin taşı ise; idrar hacminin daha fazla en az 3 lt/gün olacak şekilde daha fazla sıvı alması gereklidir.

  1. Maden suyu tüketimi

Musluk suyu ve maden suları da sıvı alımı içinde sayılır ancak bunlarla ilgili bazı konular önemlidir. Örneğin bazı çalışmalarda kalsiyum karbonat içeriği yüksek sert olarak tabir edilen musluk sularının taş oluşumunu artırdığı bilinmektedir. Bu yüzden sert su kaynaklarının fazla olduğu bölgelerde taş hastalığı da endemik olarak daha yaygın izlenir. Maden suları ile ilgili yapılan çalışmalarda ise bikarbonat, kalsiyum, magnezyum açısından zengin maden sularının idrar ph’ını arttırdığı ve kalsiyum oksalat taşı oluşumunu azalttığı izlenmiştir. Ancak maden sularının kalsiyum içerikleri de farklı olduğundan hastalar günlük 2 lt yüksek kalsiyum içeren maden suyu ile tüm kalsiyum ihtiyaçlarını alacaklarını bilmeli ve maden suyu tüketiminde aşırıya kaçmamalıdır. Ayrıca tuz içeriğine dikkat etmeli ve yüksek tuz içeren (sodyum) maden sularını tercih etmemelidirler.

  1. Asitli içecekler, çay ve kahve sınırlandırılmalı

Limon, portakal ve greyfurt gibi narenciye suları fazla miktarda sitrik asit içerdiklerinden idrarı alkalileştirici ilaçlara diyette kullanabileceğimiz bir alternatif olabilir. Portakal suyu da en fazla tüketilen meyve suyu olarak taş hastalarına diyette önerilebilir. Alkolsüz kola ve benzeri asitli, tatlandırılmış içecekler ise tekrarlayan taş oluşumu riskini önemli ölçüde artırır, bu yüzden hastalar uzak durmalıdır. Yine en fazla içilen içeceklerin başında gelen çay ve kahvenin taş oluşumunu diüretik etkilerinden dolayı azalttığına dair çalışmalar olsa da fazla miktarda alımından kaçınılmalıdır (günlük 4 fincan kahve veya 5 bardak çayı geçmeyecek şekilde). çünkü vücudu susuz bırakacakları için olumsuz etkileri daha fazla olacaktır. Ancak ofis ortamında çalışan insanlarda veya bazı yörelerde bu miktarın çok üzerine çıkıldığından hastaya mutlaka sorulmalı ve günde aldığı miktar hesaplanmalıdır.

  1. Hayvansal protein sınırlandırılmalı

Normal yetişkin bireyler için günlük alınması gereken protein miktarı 0.8-1 g/kg iken; diyetle yüksek miktarda protein alımı vücuda asit yükü sağlar ve idrar kalsiyumunu artırabilir, idrar ph’ını düşürebilir ve sitrat atılımını azaltabilir bu da taş oluşumu riskini artırabilir. Ancak protein yanına sebze ve meyvelerin eklenmesi proteinden üretilen asidik yükü alkalileştirme potansiyeline sahip oldukları için özellikle kalsiyum oksalat ve ürik asit türündeki taşların oluşma riskini azaltacaktır. Basitçe ifade edersek idrar ph’ı yüksek olursa idrarla taş oluşumunu önleyen sitrat atılımı artarken, kalsiyum atılımı ise düşük olacaktır ve taş oluşumu riski azalacaktır. Taş hastaları fazla protein almaktan kaçınırken sebze meyve tüketimini ihmal etmemelidirler. Diyette karbonhidrat veya yağ tüketimi ile böbrek taşı oluşumu arasındaki ilişkiye dair çalışmalardan elde edilen veriler ise tutarsız ve yetersizdir, o yüzden bu konuda net bir şey söylemek mümkün değildir.

  1. Yüksek oksalat içeren gıdalardan kaçının

İdrar oksalatı, kalsiyum oksalat taşı oluşumu için önemli bir risk faktörü olarak kabul edilir. İdrar oksalat konsantrasyonundaki değişiklikler idrarda kalsiyum oksalatın aşırı doygunluğunu önemli ölçüde artırabilir. İdrar oksalatı temel olarak diyetle alınır veya karaciğerde endojen metabolizmasından elde edilir. Diyetle alınan oksalatın idrarla oksalat atılımına ortalama katkısı %24 ila %42 arasında değişmektedir. Oksalattan zengin besinler ise temelde şunlardır; çiğ sebzeler (ıspanak, kuzukulağı, tatlı patates, bamya, pancar gibi), konserve yeşil zeytin, baklagiller (fasülye (taze ve kuru), soya fasulyesi, barbunya gibi), yıldız meyvesi (karambola), karamürver, kivi gibi meyveler, amarant, kinoa, karabuğday, buğday kepeği, tam tahıllı un, bulgur, susam, badem, fındık, antep fıstığı, kakao, meyan kökü, karabiber ve maydanozdur. Gıda işleme ve hazırlama yöntemleri, oksalat içeriğini önemli şekilde etkiler. Örneğin, çiğ ıspanaktaki oksalat konsantrasyonunun, pişmiş ıspanakla karşılaştırıldığında beş kattan fazla olduğu bulunmuştur. Ayrıca sebze ve meyve sularının yanı sıra siyah, yeşil ve buzlu çaylar gibi içeceklerin de önemli miktarlarda yüksek oranda biyolojik olarak kullanılabilir oksalat içerdiği bulunmuştur. Böbrek taşı oluşturan kişilere oksalat açısından zengin yiyecek ve içeceklerin aşırı tüketiminden kaçınmaları önerilmelidir.

  1. Kalsiyum kısıtlaması bilinen en büyük yanlış

Hiperkalsiüri (idrarla kalsiyum atılımı) kalsiyum taşları oluşumunda en önemli risk faktörüdür. Ancak eskiden bilinenin aksine; diyetle kalsiyum alımı kısıtlamasının bağırsaktan kalsiyum emilimini azalttığı, idrarla oksalat atılımını artırdığından dolayı taş oluşumunu olumsuz etkilediği bulunmuştur. Hastaların süt kaynaklı ve süt ürünü olmayan kalsiyum kaynaklarından dengeli şekilde günlük 1-1.2 gram kalsiyum alımı böbrek taşının önlenmesinde çok önemlidir.

  1. Tuz kısıtlaması şart

Diyetle fazla tuz (sodyum klorür) alımı idrarla kalsiyum atılımını artırma eğilimi nedeniyle taş oluşumu riskini artırır. Yapılan çalışmalar, düşük tuzlu bir diyetin, kontrol diyetine kıyasla idrarla kalsiyum atılımını etkili bir şekilde azalttığını göstermiştir. Önerilen diyet sodyum alımı günde <100 mmol (2300 mg) veya 6 g tuzdur. Hastalar mutlaka tuz kısıtlaması yapmalı ve yine içtikleri maden sularının sodyum içeriğine dikkat etmeli, düşük sodyum içerenlerini tercih etmelidir.

Özetle; böbrek taşı olan veya riskli hastalar (ailesinde böbrek taşı olan) uluslararası kılavuzlarda da önerildiği üzere kilo vermeli (normal bir VKI elde etmeli), yeterli fiziksel aktivite düzenli egzersiz-spor yapmalı, sıvı alımını artırmalı, aşırı sıvı kaybını dengelemeli, içeceklerde gazlı, yüksek kalorili veya alkollü olanlar yerine daha nötr veya alkalizan olan içecekleri tercih etmelidirler. Bu hastalar tuz alımlarını mutlaka 6 gr altında tutmalı, protein alımında aşırıya kaçmamalı, bol sebze-posa tüketmeli ve yeterli kalsiyum alımına dikkat etmelidirler.

Yazar:

Doç. Dr. Eda Tokat Şahin

Şunlara da göz atın;

  1. Böbrek taşı oluşumu nasıl önlenir?
  2. Böbrek hastalarının uzak durması gereken besinler
  3. Böbreklere iyi gelen besinler
  4. Böbrekleri sağlıklı tutmanın yolları
  5. Oksalat içeren besinler

Haber Kategorileri

Sağlıklı Yaşam

Lezzetli Haberler

Krem Peynir Yerine Kullanılabilecek 9 Lezzet
İzmir Sushi Mekanları: İzmir'de Gidebileceğiniz 10 Sushi Mekanı
Çikolata Soslu Tatlılar: Çikolata Sosuyla Yapılan 14 Nefis Tarif
Sebzeli Kek Tarifleri: 10 Lezzetli Sebzeli Kek Tarifi
Soğuk havalarda cilt bakımı için 10 öneri
Bağırsakları Harekete Geçiren Besinler Nelerdir?