Vücuda gerekli birçok mineral için kararında tuz tüketimi çok önemli. Özellikle işlenmiş rafine tuzun uzmanlar tarafından pek tavsiye edilmemesi üzerine, kullanım sırasında değirmenlerde çektiğimiz iri taneli tuzlar arayışına girdik. Mineral açısından oldukça zengin tuz, hem sağlıklı hem de yemeklerimizin olmazsa olmazı. Dünyanın farklı yerlerinde birbirinden farklı tuz çeşitleri mevcuttur. İşte, mutfaklarımızda hangi tuza yer vereceğimize karar vermeden önce, yazımızı okuyarak tuz çeşitleri hakkında detaylı bilgi bilgi sahibi olabilir.
Beyaz, pembe renkleriyle hoş görüntüsünün yanında kalp ve damar sağlığımız için faydalı. Vücudumuzun ihtiyaç duyduğu 84 mineral içeren Himalaya tuzu, hücrelerimiz tarafından kolay emiliyor. Bilinenin aksine vücutta su tutulmasına engel oluyor. Himalaya tuzu, dünyadaki en saf tuzlardan biri olarak görülüyor. Genellikle masaj ve doğal bakım kürlerinde kullanılıyor. Dekoratif amaçla da kullanılan bu tuz, ısı tutma kabiliyetine sahip.
Parlak pembe tonlara sahip olan bu tuz, çok fazla kullanılmamaktadır. Tuza pembe rengini içinde eser miktarda bulunan demir oksit verir. Sofra tuzu ile hemen hemen aynı özelliklere sahiptir. Özellikle Bolivya ve Pakistan'da yetişir.
Çeşnili tuz, baharat ve limonla bir araya getirilmiş tuzdur. Genellikle mangalda pişirilecek et yemeklerinde ve risotto gibi farklı tatlar vermek istenilen yemeklerde kullanılır. Farklı tatlar denemeyi sevenlere önerilen bir tuz çeşididir.
Gri tuz, tuzlu göllerden elde edilir. Yapısı oldukça büyüktür. Genellikle yemekler yerine hamur işi tariflerde kullanılır.
Tütsülenmiş tuz, yanan odunların üzerinde tütsülenir. Odunsu ve güzel bir kokuya sahiptir. Özellikle ızgarada et pişirirken tercih edilir. Bunun dışında etin yanında sunulacak kumpirin içinde de kullanılır.
Ülkemizde kaya tuzu Çankırı’da tuz mağaralarından elde edilir. Mineral bakımından oldukça zengin olan kaya tuzu, stres üzerinde olumlu etkilere sahip. Demir, magnezyum ve kalsiyum açısından da oldukça zengindir. Bileşiminde 84 farklı element bulunur. Bu yüzden insan vücudunun ihtiyaç duyduğu mineralleri, tek başına bile karşılayabilir. Mutfağın yanı sıra dericilik ve kozmetik gibi farklı sektörlerde de kullanılır.
Siyah veya kırmızı renkte olan Havai deniz tuzu, rengi ile tüm dikkatleri üzerine çeker. Kalın tanelere sahiptir. Kırmızı rengini alaea maddesinden, siyah rengini ise kömürden alır. Mineral bakımından zengin olan bu tuzlar, volkanik patlamalar sonucu ortaya çıkar. Genellikle deniz ürünleri ile birlikte kullanılır.
Genelde salatalarda kullanılır. Kristal buz parçalarına benzeyen bir görünüme sahiptir.
Grol sel, bir çeşit deniz tuzu olarak da bilinir. Yapısal olarak daha büyük tanelere sahip olduğu için, büyük tuz (grol sel) adını almıştır. İsteğe göre değirmende çekilerek kullanılabilir. Özellikle makarna haşlama suyuna konulur.
En çok kullanılan tuz türlerinden biridir. Diğer tuzlara göre daha fazla sodyum klorür barındırır. Sofra tuzu, sofralara gelene kadar birçok işlemden geçer. Bu yüzden doğallığını kaybeder. Elde edilen tuz, diğer minerallerinden arındırılmak için suyun içerisinde bekletilir. Buna susuzlaştırma işlemi de denir. Topaklanmasını önlemek için, yapay maddeler eklenir.
Kaya tuzu mineral bakımından zengin ve doğal bir tuz çeşididir. Kaya tuzunun büyük kısmı sodyum klorür olsa da, magnezyum, kalsiyum, çinko ve demir gibi mineraller de barındırır. Himalaya tuzu da, bir çeşit kaya tuzudur. Yukarıda yer alan 9 adet tuz, sofra tuzundan daha sağlıklı olarak görülür.
İyotlu tuzun içinde insan vücudunda tiroid üretimi için gerekli olan maddeler vardır. Bu nedenle tirois hastalığınız veya guatrınız yoksa, iyotlu tuz kullanabilirsiniz. Ama bazı hastalıklardan ötürü doktorunuz iyotsuz tuz kullanmanızı önerebilir.
İyotsuz tuzun içinde tiroid üretimine destek olacak maddeler yoktur. Bu iki tuz arasındaki en önemli fark budur.
Şunlara da göz atın;