Yeniköy’de yeni lüks ve rahatlığın adresi

Emre Buga

Lezzet.com.tr Yazarı emrebugaa@gmail.com
Moshe Aelyon, Pınar Erdoğan, Şef Serkan Özçal ve ekibinin harikalar yarattığı, Yeniköy'de yeni lüks ve rahatlığın adresi The Red Balloon'u mutlaka ziyaret edin.

THE RED BALLOON


Yeniköy’ün iddialı sadesi. Adını, 1956 yapımı, Albert Lamorissenin imzalı, Oscar ödüllü Fransız kısa filminden alıyor. 39 dakikalık bu film, hayal edilebilecek en güzel kırmızı balonla bir oğlanın arkadaşlığını anlatıyor.


Moshe Aelyon… Eli, değdiği her yeri güzelleştiren Moshe, girişimci Pınar Erdoğan ile birlikte, neredeyse metruk denebilecek bu alanı sade, şık, samimi bir mekana dönüştürmeyi başarmış. Projeye, tıpkı o filmde olduğu gibi, içlerindeki çocuğun heyecanı ile sarılarak.



“İstanbul’da nezih, gustosu plan mekanların sayısı gittikçe azalırken, lüks misafirperverlik danışmanı olarak bu ihtiyacın farkındaydım“ diyor Moshe ve marka stratejisinin nasıl geliştiğini şöyle anlatıyor: “Bir isim yerine kırmızı balon emojisini sundum. Zira bana göre çok pozitif bir enerjisi olan bir emojidir. Naiftir, içimizdeki çocuğu yansıtır.


Görenler ve duyanlar isterlerse Kırmızı Balon isterlerse The Red Balloon diyebilsinler istedim.”


Mekan, Yeniköy sahilinin tam da merkezinde. Ancak arka sokakta olması, sokağa göre bir kat yüksek konumu ile Moshe’de gizemli olması gerektiği hissini uyandırmış.



Kırmızının kapıdaki çekiciliği, içeride yerini daha sade renklere bırakıyor. O ayrımın bilinçli olduğunu söylüyor Moshe: “Marka, iletişim dili, işimize duyduğumuz heyecan her zaman bir çocuk naifliğinde olacak. Bir kırmızı balon kadar neşeli ve eğlenceli. Fakat sonunda biz yetişkinlere servis edeceğiz. O yüzden bahçeye çıkar çıkmaz kırmızı balondan iz yok. Ya da çok minik ip uçları var.”


Evet içeride, daha sade daha pastel, İskandinav renkleri hakim. Pınar Erdoğan’ın hayali biraz Çeşme, Bodrum rüzgarı estirmek yönünde imiş. Fakat mimarları Serpil Şenyüz ile el ele başka bir yola sokmuşlar projeyi. Yine bir villa, belki Akdeniz’de belki İspanya’da.


Son trendler, her yerde sepetler, beyaz sıva duvarlardan uzak durmak istemiş Moshe. “Beklendik ve günün görseli olmak yerine, yaşanmışlığı olan, daha klasik ama samimi yumuşak bir ortam yaratmak istedik” derken sektöre de göndermede bulunuyor. “Eller havaya bir mekan olmayacağımızı biliyorduk” diyerek.  



Bu arada lokasyon olarak ilk önce Bomonti düşünülmüş. Ancak orası iptal olmuş. Çok daha iddalı adresler ve kolay mekanlar arasında, en minik, en çok yardıma, aşka ihtiyacı olanı seçmişler. Aslında biraz da bahçedeki ulu çam ağacına aşık olmuşlar. Pınar da “uç Moshe” deyince, Moshe almış eline kırmızı balonu, uçabildiği kadar uçmuş. Yeni lüksü, rahatlığı, samimiyeti ve sahiciliği, deneyim odaklı misafirperverliği iliklerimize kadar hissettirmiş.  


“28 senelik kariyerimde bu kadar A-Z’ye benim hayallerimi uyguladığım bir proje olmamıştır” diyor Moshe, The Red Balloon için. Her detayında kendisinden onay alan harika bir ekibi var. Hem ekibi, hem de Pınar gibi kıymet bilen, danışmanına teslim olan bir girişimci, onun da yelkenine inanılmaz bir rüzgar olmuş.


“FELSEFELERİ: YENİ MUTFAK”


Gelelim, neler tattığıma…

Şef Serkan Özçal ve ekibi çok genç ve dinamik. O yüzden, kendilerini “yeni” olarak adlandırıyorlar. Menü bilindik lezzet ve tabaklara yepyeni bir yorum getiriyor. Her gün en taze, en lokal, en yeni ürünler peşindeler. Harika bir şarap ve kokteyl seçkileri var.  Eski İstanbul zarafeti, ve şıklığını yakalamak peşindeler. Sağlıklı beslenmeyi göz ardı etmiyorlar. Bunların hepsini barındırdıkları için, “Yeniköy’de yepyeniyiz” diyorlar.



MANTARLI KROKET, KABURGA VE BİFTEĞİ MUTLAKA DENEYİN


Menüde her damak tadına uygun lezzetler var ama benim en favorim mantarlı kroket. Tek kelimeyle enfes. Ve kaburga. Ağızda müthiş dağılıyor. Ve biftek. Garnitürler ile bir şölene dönüşüyor.


Köy Tavuğu, ciğer, çıtır tavuk Burger, kavun karides de epey iddialı. ’


Ve benim en sevdiğim kokteyle de Moshe, San Fransico’da yaşayan kızının ismini vermiş: Paloma. “Burası seni özlediğin yerlere mi taşısın istedin” diye sorduğumda, “Ben her türlü yaşanmışlığım ile vardım bu noktaya. O yüzden tüm benliğim tüm işlerime sızıyor sanırım. Benim her işimde biraz Nişantaşı, biraz Büyükada, biraz Paris, biraz New York, biraz eski Hollywood filmleri, biraz Yeşilçam olacak sanırım” diye yanıtlıyor.


Kısacası, huzurlu bir ortamda, keşifçi, yemek macerasına gönül koymuş, entelektüel, sanatseverseniz; Boğaz hattının diğer mahallelerine göre yozlaşmadan kendini koruyabilen Yeniköy’ü seviyorsanız, güleryüzlü, profesyonel ama heyecanını da diri tutan bir ekiple tanışmak isterseniz The Red Balloon sizi bekliyor. Moshe de haftanın en az 3-4 akşamı orada.



Her ne kadar, Yunanistan’da bir adada torunu ve ailesi ile çam ağaçları arasında, tepede, bir bahçede denize nazır bir evde, minik adamın peşinde koşarken kendini hayallerin içinde bulsa da, Moshe’yi uzun süre daha bırakmayacağız gibi geliyor.


Adres: Yeniköy, Güzelce Ali Paşa Cd. No: 5, Sarıyer İstanbul

Haber Kategorileri

Mekan Rehberleri