Yaygın kanıya göre arancini, Arap tüccarların Sicilya’ya pirinci getirmesiyle ortaya çıkmış. 9 ve 11’inci yüzyıllar arasında ülkede egemenlik sağlayan Araplar avuç içlerine koydukları safranlı pirinçle kuzu etini harmanlayarak yiyormuş. Altın bir topu andıran bu leziz yemeğe adı, Sicilya Adası’nda bol bulunan portakaldan ilhamla konmuş. Dışı çıtır, içi yumuşak arancini’leri bugün her köşe başında bulmak mümkün. İçinde et, peynir veya sebze gibi sürprizler saklı. Vejeteryan, vegan, balıklı, etli, fırınlanmış her zevke ve cebe uygun bir arancini var. “En iyisi nerede yenir” derseniz, önerim Palermo’daki ‘Ke Palle’…
Çıtır bir hamurdan ısırık alıyorsunuz, içinden tatlı tatlı ricotta kreması akıyor. Antik Roma’dan bugüne ulaşmış bu nefis tatlı, adını ‘kamış’ anlamına gelen ‘canna’ kelimesinden alıyor. Çünkü ilk yapıldığında, hamur kamışlara sarılarak kızartılırmış. Cannoli için tavsiyem, Catania’daki ‘Pasticceria Savia’…
Sicilyalılar buz, şeker ve meyve suyundan oluşan sıradan bir tatlıyı bile bir sanat eserine dönüştürmeyi başarmış. Özellikle Siracusa’daki bir çok pastan ve kafede limonlu, bademli ya da kahveli; çeşit çeşit granita bulabilirsiniz.
Roma’nın pizzasına Sicilyalılar sfincione ile meydan okuyor. Kalın hamur, bol zeytinyağı, soğan, domates ve peynir... Sfincione, bildiğimiz pizzadan çok daha fazlası; tadı arifsiz. Palermo sokaklarında gezerken, özellikle de ‘Mercato di Ballarò’ pazarında sfincione satıcılarıyla karşılaşmanız an meselesi!
Sicilya’nın sakatatla olan aşkı, bu sandviçle doruğa çıkıyor. Dalak ve akciğerin yağda kızartılmasıyla yapılan bu lezzet, sakatat sevenleri mutlu edecektir. Palermo’daki ‘Antica Focacceria San Francesco’da deneyebilirsiniz.
Sicilya’nın sokak lezzetleri arasında, belki de en mütevazısı panelle. Nohut unundan yapılan bu kızarmış hamur dilimleri, Antik Yunan’dan beri İtalyanların sofrasında. Zeytinyağında kızartılıp limonla tatlandırılarak yenen bu lezzeti tatmak isterseniz, Palermo’daki La Vucciria pazarına doğru yol alın.
Siracusa’daki Ortogia Adası’nda sandviççi Caseificio Borderi’nin lezzetlerini mutlak suretle tatmanızı da öneriyorum. Saat 16.00’ya kadar açık olan bu mekanda sandviçin her türlüsünü parmaklarınızla beraber yemeniz mümkün. Ortogia’da bulunduğum 3 gün içinde 10 çeşit sandviçini tadarak kendimce bir rekora imza attım. Yine gitsem aynısını yaparım.
Sicilya denince makarna, risotto ve türlü deniz ürünleriyle bezeli sofralara kurulmadan olmaz elbette. Bu saydığım yemekleri İtalya’nın diğer noktalarına nazaran çok daha ucuza yiyebiliyorsunuz. Dolu dolu gelen tabaklar, sıyrılmış bir şekilde gerisin geri gönderiliyor. Ancak sokak lezzetlerini kalbimizdeki yeri bambaşka tabii. Sicilya sokak lezzetleri, sadece damak tadınıza hitap etmekle kalmıyor; sizi bir tarih yolculuğuna da çıkarıyor. Bu lezzetlerde Araplardan Romalılara pek çok medeniyetin izi var. Gideceklere şimdiden afiyet olsun. Keyifli keşifler!