Bolluğun, paylaşmanın ve bereketin sembolü olan aşure yaparken bazı lezzet sırlarına dikkat edilmesi gerekiyor. Lezzetli bir aşure yapmanın incelikleri bulunurken; buğdayın iyice haşlanması, malzemelerin önceden ıslatılması gibi pek çok ayrıntı öne çıkıyor. İşte mutfağınızdan taşacak lezzette bir aşure için bilmeniz gereken 10 altın tüyo...
Bakliyatları (buğday, nohut, fasulye) bir gece önceden ıslatmak hem pişme süresini kısaltır hem de sindirimi kolaylaştırır.
Buğday, aşurenin temelidir. Tam kıvam alması için iyice pişmeli, adeta “patlamalı.” Haşladıktan sonra bir taşım daha kaynatıp üzerini kapatıp demlendirmek lezzetini artırır.
Nohut ve fasulyeyi buğdayla birlikte değil, ayrı ayrı haşlayıp sonra birleştirmek kıvamın dengelenmesini sağlar. Aksi halde bazı malzemeler dağılabilir ya da diri kalabilir.
Şekeri çok erken eklersen bakliyatlar sertleşebilir. Tüm malzemeler iyice piştikten sonra eklemek en doğrusudur.
Aşure pişerken çok sulu gibi görünse de soğuyunca koyulaşır. Bu yüzden ocaktan alırken hafif sulu bırakmak idealdir.
Kuru kayısı, incir ve üzüm gibi meyveleri sıcak suda bekletip doğradıktan sonra eklemek, tatlıya homojen bir dağılım ve güzel bir tat verir.
İncir, rengini koyulaştırabileceği için pişirme işleminin en sonuna doğru eklenmelidir.
Son dokunuşta bir parça gül suyu ya da rendelenmiş portakal kabuğu ile aşureye farklı bir aroma katabilirsiniz.
Dibinin tutmaması ve malzemelerin homojen dağılması için sık sık karıştırmak şarttır.
Üzeri bol süslemeli bir aşure hem göze hem damağa hitap eder. Ceviz, nar taneleri, tarçın, fındık, Antep fıstığı gibi malzemelerle zenginleştirebilirsiniz.
Şunlara da göz atın: