Kalbin kasılma esnasında kalp damarlarına verdiği güç olarak da bilinmektedir. Nabız kalp atım hızıdır. Özetleyecek olursak nabız sayımız kalbin bir dakikada kaç defa kasıldığını gösterir. Nabzımızı atardamarların belirli yerlerine parmağımızı koymakla da anlayabiliriz. Bu bölgeler; el bilekleri, şakaklar, boynumuzun her iki yanı gibidir. Nabız bakmanın en çok kullanılan yeri el bileğimizdir. Avuç içlerimiz karşıyı gösterecek şekilde elimizi çevirdiğimizde el bileklerimizin hemen dış kısmında “radial arter” dediğimiz atardamarımız vardır. Burayı parmağımızla hafif baskı uygulayarak kontrol ettiğimizde nabzımızı çok kolay bir şekilde hissedebiliriz. Sağlıklı bir kişide nabız istirahat halinde iken dakikada ortalama 60 ile 100 atım arasında olmalıdır. Nabzın bu değerden düşük olması nabız düşüklüğü; yüksek olması ise ‘yüksek nabız’ yani taşikardi olarak adlandırılır.
Öncelik olarak bunun sebebi tespit edilmelidir. Nabız düşüklüğü sorunu, ilk olarak aklımıza kalp sağlığı ile ilgili problemleri getirir. Nabız düşüklüğünün sebebinde hasta hikayesi de son derece önemlidir. Hastanın günlük fiziksel aktivite yoğunluğu, yaşı, cinsiyeti ve mevcut hastalıkları göz önünde bulundurularak teşhis konmalı ve tedavi bu doğrultuda planlanmalıdır. Uygun görülen vakalara da kalıcı kalp pili tedavisi düşünülmelidir. Eğer ortalama kalp hızımız 50-65 arası ise bu aslında son derece sağlıklı bir durumdur. Ortalama nabız sayımız ne kadar 80-90’lara yakınsa o kadar sağlıksız yaşıyoruz anlamına gelir.
Bunun yapmanın tek ve basit yolu kalp pili takılmasıdır. Kalpteki nabız düşüklüğüne yol açan sorun geçici değilse ve bazı tedbirler ile düzeltilemiyor ise tek tedavi seçeneğimiz kalıyor, o da kalp pili takılmasıdır. Ancak her nabzı düşük hastaya kalp pili takılmaz. Her türlü tedbir alındıktan ve düzeltilebilecek sorunlar düzeltildikten sonra nabız seviyesi istenilen düzeye çıkartılamıyor ise kalp pili takılması çoğu vakada gerekmektedir.
Yazar:
Kardiyoloji Uzmanı Dr. Murat Şener
Şunlara da göz atın;