Nihai ürünün lezzetini arttırmak için işleme sırasında gıdalara yüzlerce bileşen eklenir. Yaygın olarak MSG olarak bilinen monosodyum glutamat, sağlık açısından en tartışmalı olan gıda katkı maddesidir. Gıdalarda kullanılması genel olarak güvenli kabul edilse de, yapılan araştırmalar MSG'nin sağlığı olumsuz etkileyebileceğini öne sürüyor. MSG, proteinlerin oluşturulması için gerekli olan, doğal olarak oluşan bir amino asit olan L-glutamik asitten türetilen popüler bir lezzet arttırıcıdır. Gıda katkı maddesi olarak kullanılmasının yanı sıra MSG, domates ve peynir de dahil olmak üzere bazı gıdalarda doğal olarak bulunur. MSG, fast foodlardan konserve çorbalara kadar birçok işlenmiş gıdanın içerisine eklenir. Bu da sağlığı olumsuz etkileyebilir. Sağlık sitesi Healthline2ın haberine göre, MSG içeren besinleri daha yakından inceleyelim.
MSG'nin en iyi bilinen kaynağı, fast food yiyeceklerdir. Bazı restoranlar, kızarmış pilav da dahil olmak üzere birçok popüler yemeğe MSG ekliyor. MSG, aynı zamanda tavuklu sandviç, hamburger gibi yiyeceklere de sık sık ekleniyor.
Birçok üretici, cipslerin lezzetini arttırmak için MSG'yi kullanıyor. MSG, patates cipsi, mısır cipsi ve atıştırmalık karışımlarına eklenmenin yanı sıra diğer bazı atıştırmalık yiyeceklerde de bulunabilir; bu nedenle, bu katkı maddesini tüketmekten kaçınmak istiyorsanız içindekiler etiketini okumak en iyisidir.
Baharat karışımları, güveç, taco ve kızartmalar gibi yemeklere tuzlu, lezzetli bir tat vermek için kullanılır. MSG, tadı yoğunlaştırmak ve fazladan tuz eklemeden umami lezzetini arttırmak için birçok baharat karışımında kullanılır. MSG, baharat karışımları ve bulyon küpleri de dahil olmak üzere birçok düşük sodyum aromalı üründe bulunabilir.
Dondurulmuş yemekler, yiyecekleri masaya koymanın kolay ve ucuz bir yolu olabilir ve genellikle MSG içerirler. Genellikle MSG içeren diğer dondurulmuş ürünler arasında dondurulmuş pizzalar, makarnalar ve peynirler ve dondurulmuş kahvaltı yemekleri bulunur.
Konserve çorbalara ve çorba karışımlarına, tüketicilerin arzuladığı lezzetli tadı yoğunlaştırmak için sıklıkla MSG eklenir. Konserve çorbalar, kurutulmuş çorba karışımları ve bulyon baharatları da dahil olmak üzere diğer birçok çorba ürünü MSG içerebilir.
Sosis, sucuk, kurutulmuş dana eti, füme et gibi işlenmiş etlerin birçoğu MSG içerir. Bu gıdalara MSG eklenmesinin nedeni hem tadını artırmak, hem de sodyum içeriğini azaltmaktır. Bu yüzden işlenmiş et alırken içindekiler kısmına göz atmayı unutmayın.
Salata sosu, mayonez, ketçap, barbekü sosu ve soya sosu gibi çeşniler sıklıkla ilave MSG içerir. MSG'ye ek olarak birçok çeşni, ilave şekerler, yapay renklendiriciler ve koruyucular gibi diğer katkı maddeleri ile de paketlenir. Eklenen bu bileşenler sağlığın bozulmasına katkıda bulunabilir, bu nedenle bunları sınırlamak ve bunun yerine mümkün olduğunca tam gıda içerikli ürünlerle yapılan ürünleri satın almak en iyisidir.
Öğrencilerin favorisi olan noodle'ın yapımında, bazı üreticiler MSG kullanabilir. Birçok noodle paketi, rafine karbonhidratlarla yapıldıkları ve sağlığınıza zarar verebilecek yüksek sodyum ve koruyucu maddeler içerdikleri için genellikle düşük besin değerine sahiptir. Hazır erişte ve noodle tüketimi, yüksek kan şekeri, kolesterol, trigliserit ve kan basıncı seviyeleri dahil olmak üzere artan kalp hastalığı risk faktörleriyle ilişkilendirilmiştir.
Bazı çalışmalar MSG tüketmenin olumsuz sağlık sonuçlarına yol açabileceğini öne sürüyor. Aslında MSG semptom kompleksi, bazı kişilerin MSG yüklü yiyecekleri tükettikten kısa bir süre sonra yaşadığı baş ağrısı, kurdeşen, boğazda şişme, kaşıntı ve karın ağrısı gibi semptomlarla karakterize edilen bir durumdur. Örneğin, hayvan çalışmalarında MSG tüketimi obezite, karaciğer hasarı, kan şekeri dalgalanmaları, yüksek kalp hastalığı risk faktörleri, davranış sorunları, sinir hasarı ve artan iltihaplanma ile ilişkilendirilmiştir. İnsanlar üzerinde yapılan bazı araştırmalar, MSG tüketmenin kilo almayı teşvik edebileceğini, açlığı, gıda alımını ve kalp hastalığı ve diyabet gibi kronik rahatsızlık riskinizi artıran bir grup semptom olan metabolik sendrom riskinizi artırabileceğini göstermiştir. Ancak bunu doğrulamak için daha büyük, iyi tasarlanmış çalışmalara ihtiyaç vardır.
Şunlara da göz atın;