Bir kişinin kan şekeri normalden yüksek fakat diyabet tanısı koymak için yeterli yükseklikte değilse, bu durumda kişiye gizli şeker hastası (pre-diyabetik) teşhisi konulabilir. Yapılan açlık tokluk testleri sonucu, normal aralıkta değildir. Fakat tip 2 diyabet tanısı konulacak kadar yeterli düzeyde de olmadığı için, gizli şeker adı verilir. Bu kişiler diyabet hastası olmasa da, diyabet adayı olarak tanımlanırlar. Bu yüzden gerekli önlemler mutlaka alınmalıdır. İstatistiklere göre Türkiye'de 3 kişiden birinde gizli şeker vardır.
Gizli şekeri olan kişilerde çok sık acıkma, açlığa tahammül edememe gibi belirtiler sık sık görülür. Vücut ağırlığında artış, öfke atakları, çok yemek yeme ihtiyacı, halsizlik, el ve ayaklarda karıncalanma, uyuşukluk, odaklanma zorluğu, ağızda kuruluk, yaraların geç iyileşmesi, su tüketiminin fazla olması gibi belirtiler de görülebilir. Açlık ve tokluk kan şekeri arasında dalgalanmalar görüldüğü için, tatlı yeme krizleri oluşabilir. En önemli semptomlar arasında halsizlik ve yorgunluk vardır.
Vücut yağ oranının fazla olması, bel çevresinin normalden geniş olması, beslenmede basit şeker tüketiminin fazla olması, yaşın ilerlemesi, hareketsizlik, aile öyküsünde tip 2 diyabetli bireylerin bulunması, etnik köken, polikistik over sendromu, uyku apnesi ve gestasyonel diyabet geçmişi, gizli şeker risk faktörlerindendir.
Yapılan testler sonucunda gizli şeker tanısı konulan bireylerde, diyabeti önlemek için yaşam tarzı değişiklikleri yapılmalıdır.
Yaşam tarzında değişiklikler yapılmasına rağmen bu durum yeterli gelmiyorsa, hekim değerlendirmesinin ardından ilaç tedavisine başlanabilir.
Yazar:
Dyt. Ceren Karahan
instagram.com/dyt.cerenkarahan
Şunlara da göz atın;