Yemeklerin içerisinde kullanılan tuz, aşırı tüketildiğinde vücut üzerinde çok zararlı etkilere sahip. Yemeğin tadına bakmadan tuz atanları, tuzsuz yemek yemeyenleri böyle alalım. Yemeklere tuz katmak her ne kadar lezzetli olsa da, aslında aşırı tüketiminde en az şeker kadar zararlı. Uzmanlara göre günlük tuz ihtiyacı 6 gram iken, Türkiye'de günlük tuz tüketimi ortalaması 18 gram. Arada bulunan büyük fark ise birçok hastalığa sebebiyet veriyor. Tuz tüketiminde aşırıya kaçtığımızı nasıl anlarız? diye merak edenler için, vücudun verdiği bazı sinyaller var. İşte, fazla tuz tüketiminde ortaya çıkan belirtiler:
Aşırı tuz tüketiminin vücut üzerinde çeşitli zararlı etkileri olabilir. Tuz (sodyum klorür) sıvı dengesini düzenlemek ve sinir uyarılarını iletmek gibi çeşitli fizyolojik işlevler için gerekli olsa da, çok fazla tuz sağlık sorunlarına yol açabilir.
Yüksek Kan Basıncı (Hipertansiyon)
Aşırı tuz alımının en iyi bilinen zararlarından biri, kan basıncını yükseltmedeki rolüdür. Yüksek kan basıncı kalp hastalığı, felç ve böbrek hastalığı için önemli bir risk faktörüdür. Diyetteki aşırı sodyum vücudun su tutmasına neden olarak kan hacmini ve kan damarı duvarlarındaki basıncı artırabilir. Aşırı tuz alımından kaynaklanan yüksek tansiyon arterlere zarar verebilir ve kalp hastalığı riskini artırabilir. Kalp krizi ve diğer kardiyovasküler sorunlara yol açabilen ateroskleroz (arterlerin daralması ve sertleşmesi) gelişimine katkıda bulunabilir. Genellikle aşırı tuz tüketimi ile ilişkili olan yüksek tansiyon, felç için önemli bir risk faktörüdür. Yüksek kan basıncı beyindeki kan damarlarının yırtılmasına veya beyne kan akışını engelleyen kan pıhtılarının oluşmasına yol açabilir.
Böbrek Hasarı ve Ödem
Aşırı tuz alımı, vücuttaki sodyum seviyelerini düzenlemekten sorumlu olan böbrekler üzerinde ek stres yaratabilir. Zamanla bu durum böbrek hasarına yol açabilir ve böbrek hastalığının gelişmesine katkıda bulunabilir. Çok fazla tuz tüketmek vücutta su tutulmasına yol açarak özellikle ekstremitelerde (bacaklar ve ayak bilekleri gibi) şişme ve ödeme neden olabilir. Bu durum rahatsız edici olabilir ve konjestif kalp yetmezliği gibi durumları daha da kötüleştirebilir.
Osteoporoz ve Mide Kanseri
Bazı çalışmalar, yüksek tuz alımının idrarda kalsiyum kaybına yol açabileceğini, potansiyel olarak kemikleri zayıflatabileceğini ve kırılgan kemiklerle karakterize bir durum olan osteoporoz riskini artırabileceğini göstermektedir. Özellikle tuzlanmış ve salamura gıdaların tüketimi yoluyla aşırı tuz tüketiminin mide kanseri riskinde artışla ilişkili olabileceğini gösteren bazı kanıtlar vardır.
Aşırı tuz alımı vücudun sıvı dengesini bozabilir, bu da dehidrasyona veya elektrolit dengesizliklerine yol açabilir. Bazı araştırmalar, yüksek tuzlu bir diyetin tuzlu, yüksek kalorili gıdalara yönelik artan bir tercihle ilişkili olabileceğini ve bunun da kilo alımına ve obeziteye katkıda bulunabileceğini öne sürmektedir. Herkesin tuzun etkilerine karşı eşit derecede hassas olmadığını ve tuz alımına verilen bireysel tepkilerin değişebileceğini unutmamak önemlidir. Bununla birlikte, genel sağlığı desteklemek için genellikle tuz alımının sınırlandırılması ve yüksek oranda işlenmiş ve tuzlu gıdaların tüketimini azaltırken bol miktarda meyve, sebze ve tam tahıl içeren dengeli bir diyet tüketilmesi önerilir. Çoğu yetişkin için önerilen günlük sodyum alımı yaklaşık 2.300 miligramdır, ancak birçok sağlık uzmanı, özellikle hipertansiyonu veya diğer risk faktörleri olan bireyler için daha da düşük seviyeler önermektedir.
Yazar:
Uzm. Dyt. Aslıhan Küçük Budak
instagram.com/uzmdytaslihankucuk
Şunlara da göz atın;