Fiziksel açlıkta mide kazınması, kan şekerinde düşüş, yavaş yavaş artan açlık belirtileri olmaktadır ancak duygusal açlık bu şekilde ilerlemeyip, aniden gelmektedir. Birey açlık belirtileri hissetmese bile etrafında onu tatmin edecek ne bulursa yemek istemektedir. Fiziksel açlıkta kişi sebze veya meyve gibi kalorisi düşük besinlerle açlığını bastırabilirken, duygusal açlıkta kişi bilişsel olarak tatmin olma ihtiyacı duymaktadır.
Bu tip ataklar yaşayan kişilerde daha çok dopamin eksikliği olduğu düşünülmektedir. Karşı konulamaz besin tüketimi beyindeki ödül mekanizmasını devreye sokarak dopamin salgısının artmasını sağlayan farklı bir yolak türü olduğundan, obez bireylerde yapılan gözlemsel çalışmalar bu yöndeki düşünce yapısının doğruluğunu arttırmıştır. Hayvanlar üzerinde yapılan deneysel çalışmalar ise bu sonucu destekler yöndedir.
33 yaş ortamalasına sahip yapılan bir çalışmada katılımcıların çoğu canı sıkıldığında, bir kısmı yalnız hissettiğinde bir kısmı ise kafası karışık olduğunda yemek yediğini belirtmiş, bu oran kadınlarda erkeklere göre anlamlı derecede yüksek bulunmuştur.
Duygusal yemeyi yoğun yaşayan bireylerde genel anlamda kilo artışı, verilemeyen kilolar ve hatta son aşamada kronik bir hastalık olan obeziteye neden olmaktadır. Obezitede sağlıklı ve normal kiloya sahip bir çok bireyden hormon seviyeleri daha farklı seyir etmektedir.
Yağ metabolizmasında yani yağaların parçalanmasında görev alan adiponektinin düşüklüğü, beynin ön bölgesinden salgılanan ve nörohormon görevi gören yani salgılandığı alandan daha uzaktaki hücrelere etki eden dopaminin düşüklüğü gibi.
Obez bireylerin kendilerini iyi hissetmediğinde veya yalnız olduklarında yeme eğilimlerinin arttığı ve duygusal beslenme yönünde olduğu gözlemlenmiştir. Bu süreç ancak multidisipliner yaklaşım ile yönetilerek doktor, psikolog ve Diyetisyen eşliğinde uygulanan tedavi yöntemleri ile çözümlenebilmektedir. Zayıf bireylerin ise obez bireylerin tersine pozitif duygularla dolu olduklarında duygusal yeme eğilimlerinin arttığı ve karşı koyulamaz besinleri tercihleri ettikleri gözlemlenmiştir. Doğal afet ve beslenme üzerine yapılan çalışmalarda ise; 105 kadının deprem öncesi ve deprem sonrası beslenmeleri karşılaştırılmış ve kadınların düzenli sebze, meyve ve kahvaltı tüketiminin bozulduğu, daha çok duygusal yeme eğiliminde oldukları gözlemlenmiştir. DUYGUSAL BESLENMEYİ KONTROL ETMENİN YOLLARI NELERDİR? Şunlara da göz atın;
Duygusal yeme kontrolünü sağlayabilmek için bireye sağlıklı beslenme programı planlanarak hangi durumlarda kendini nasıl yönetebileceği hakkında bilgi verilmelidir.