Tatilde zamanın çoğunu çocuklarla bir arada geçirildiğinden denetlemesi çok daha kolaydı. Ancak tüm gün okulda olan çocukları takip etmesi hayli zor. Peki onlara beslenme çantası hazırlarken nelere dikkat etmeliyiz, sağlıklı beslenmenin olmazsa olmazları nelerdir? İşte tüm cevaplar...
Yaşamın ilk yıllarında gelişen beslenme ve besleme davranışları, çocuklarımızın sağlıklı yaşam haritalarını oluşturmada etkin bir rol oynar. Günümüzde çocukluk çağı obezitesinin 0-5 yaşta %8,5, 6-18 yaşta %8,2’ye ulaştığı ülkemizde, bu durumu ne yazık ki biz ebeveynler daha da tetikliyoruz. “Yeter ki yesin, yorulmasın, otursun, oynasın” diyerek büyüttüğümüz çocuklarımız obeziteye, diyabete, kalp-damar hastalıklarına ve kansere daha yatkın hale geldiler. Yeni nesil çocuklarımız;
Gelişen endüstri de unutulmamalı. Teknolojiyle birlikte gelişen endüstri tabak, kase, çatal, kaşık ölçülerini büyütürken, insan ölçülerini de büyüttü! Buna en güzel örnek, Journal of Pediatrics’de yayınlanan bir çalışmada yer almaktadır. Çalışmaya katılan çocuklara küçük kase ve iki katı büyüklüğünde büyük kase verilmiş ve süt-tahıl gruplarından aynı miktarda servis yapılırken “Yeterli mi, daha fazla ister misin?” sorusu sorulmuş. Sonucunda ise büyük kasede yiyen çocukların %69 daha fazla süt ve tahıl istedikleri, aynı zamanda da %52 daha fazla yedikleri gözlemlenmiş. Çocuklarınızın ve kendinizin beslenmesinde kullandığınız servis takımlarının boyutlarına dikkat edin. Sırf güzellik uğruna alınan büyük boyutlardan uzak durup, aileniz için daha sağlıklı yemek içerecek normal boyutları tercih edin. Teknoloji ve gelişen nesil beraberinde hareketsizliği de getirdi! Amerikan Pediatri Akademisi çocukların kanepede otururken daha az, fiziksel olarak aktif olabileceği aktivitelerde daha fazla zaman geçirmesini önermektedir. Çocuklarımızın hareketliliğini ancak birlikte etkinlikler düzenleyerek artırabiliriz. Yemek sonrası ailecek yürüyüşe çıkmak ve parkta top oynamak rutin alışkanlıklarınız olsun. Ev işlerinde, otomobil yıkamada, bahçeyi düzenlemede de çocuğunuzun size yardım etmesini sağlayın. Böylelikle hareketinizi artırırken, aile içi iletişiminizi de desteklersiniz.
Çocuklarımızın beslenmesi fiziksel ve ruhsal sağlığın iyileştirilmesinde büyük önem taşır. Biz ebeveynlere de bu konuda büyük sorumluluklar düşmektedir. Gıda sanayiindeki iyi gelişmeler yakından takip edilmeli. Eski nesilde paketli ürünler daha az tüketilirken, şimdi daha sık tüketiliyor ve “Çocuğum bu yüzden kilo alıyor” diyorsunuz. Peki suçlu gerçekten paketli ürünler veya gıda sanayii mi, yoksa bilinçsiz tüketim mi? Üretilirken her aşamada kontrolden geçen, el değmeden hijyenik koşullarda ve türk gıda kodeksine göre üretimi yapılan, besin değerleri belli olan ürünlerin, kalorisi yokmuş gibi bilinçsiz tüketilmesi obezite riskini artırır. Promosyon ürünlerden “Nasıl olsa indirimde” diyerek fazla fazla almak, beraberinde tüketimi de artırdığı için obezite riskini artırır. Ama bu demek değildir ki, paketli ürünler ‘sağlıksız’. Gıda sanayiine güvenin ama etiket okumasını ve çocuğunuzun da nasıl tüketmesi gerektiğini iyi bilin, tüketilen porsiyon miktarlarına dikkat edin.
Proteinkolik beslemeyin, beslenmeyin! “Çocuğum tam 5 tane köfte yedi, 1 litre süt içti, her gün 2 yumurta yer” diye seviniyorsunuz ama ne yazık ki bu durum sevindirecek değil, aksine düşündürecek bir durum! Çocuklarımıza yüklediğimiz fazladan her 1 gram proteinin, obezite ve buna bağlı oluşan kronik hastalıkların görülme riskini artığını biliyor musunuz? Erken yaşta tanıştıkları et ve süt ürünlerinin fazla tüketimi, ilerleyen yaşlarda (ilk belirtiler 5-7 yaşlarında) bizi obezite, diyabet, kalp-damar hastalıkları, böbrek hastalıkları, kanser, osteoporoz riskiyle karşılaştırmaktadır. Çocuk beslenmesinde ‘yasak besin’ yoktur; yeterli, dengeli, çeşitli, güvenli ve keyi i beslenme vardır. Obezite ve diğer kronik hastalıkların gelişimini önlemek adına yapılan ilk adım; şeker, çikolata, kek, cips gibi şeker ve yağ içeriği yüksek besinlerin tüketimlerinin kısıtlanmasıdır. Yapılan araştırmalar ise kısıtlayıcı ve programlayıcı beslenme davranışları gösteren annelerin, çocuklarda duygusal yeme ataklarını daha şiddetlendirdiğini göstermiştir. İşin sırrı yasaklamak değil, porsiyon miktarlarını ayarlamakta saklıdır! Çocuklar 1-3 yaşları arasında bizim yediğimiz porsiyonların yaklaşık 1/3’ünü, 3-6 yaşları arasında ise yarısını yiyebilirler. Yedikleriyle de çok rahat doyabilirler. Kahvaltı Öğle ve Akşam Ara öğün Çocuklar, biz yetişkinler gibi sık beslenmeye ihtiyaç duymazlar. Gün içerisinde 1-2 ara öğün onlar için yeterli olacaktır. Ara öğünlerinde; Hamur işlerinizde karbonhidrat çeşidiniz mutlaka tam tahıl tam buğday olsun. Isıl işlem gören kek, kurabiye yaparken tatlandırmak için bal, pekmez, agave şurubu kullanmayın. Yapılan çalışmalar, bu besinlerin içinde bulunan maddelerin ısıl işlem sonrasında HMF adı verilen kanserojen bir madde açığa çıkardığını gösterdi. Tatlandırmak için tercihiniz sofra şekeri, esmer şeker veya Hindistan cevizi şekeri olsun. Tariflerinizde 1-1,5 çay bardağı şekeri geçmemeye dikkat edin. Şunlara da göz atın;Yasaklamayın, Porsiyonu Ayarlayın!
Çocuklar Süt Ve Süt Ürünlerini Ne Kadar Tüketmeli?
Çocuklar İçin Sağlıklı Beslenme Programı