Medicana Avcılar Hastanesi Beslenme ve Diyetisyen Uzmanı, Dyt. Havva Kılınç, ‘’Ramazan ayındaki uzun süreli açlık döneminden sonra bayramda psikolojik olarak daha fazla yeme eğiliminde bulunulmaktadır. Oruç tutarken ki bu uzun süreli açlık durumu, bozulmuş uyku düzeni, bağırsak problemleri gibi sebepler ramazan ayı boyunca metabolizma hızınızın yavaşlamasına sebep olur. Belki de birçoğunuz bu bir aylık zaman diliminde hızlı kilo artışı yaşamış olabilirsiniz. Bu nedenle, Ramazan Bayramını toparlanma dönemi olarak değerlendirmek gerekmektedir. Aksi takdirde Bayram sonunda , yemek çeşitlerinin, şeker ve şekerli besin tüketiminin, porsiyon miktarlarının artması nedeni ile, tartıda kötü bir sürpriz ve ciddi sindirim problemleri ile karşılaşabilirsiniz. ‘’ dedi.
Ramazan ayında azalan öğün sayılarını bayramdan sonra günlük beslenme programına ara öğünler ekleyerek artırmak, yavaşlamış olan metabolizma hızının artmasını sağlayacaktır. Ara öğünler; meyve, süt veya süt ürünleri, tahıllı ekmek, peynir, çiğ kuruyemişlerden oluşabilir. Öğün araları en az 2 en fazla 4-5 saat olacak şekilde düzenlenmelidir. Ramazan ayı boyunca az su tüketimi; yorgunluk, böbrek hastalıkları, deride kuruma ve sindirim sistemi gibi rahatsızlıklara yol açmaktadır. Bu nedenle Ramazan bayramı süresince içilen su miktarına daha çok özen gösterilmeli günlük ortalama 2-2,5 litre su tüketilmelidir. Genel olarak bayramlarda, yılın hiçbir döneminde olmadığı kadar çok miktarda çikolata ve tatlı tüketimi olmaktadır. Bayramlar kalp hastalığı, şeker hastalığı, tansiyonu olanlar için daha büyük risk taşıdığından, bu kişilerin beslenmelerine daha fazla önem göstermesi gerekmektedir. Bayram ziyaretlerinde ikramların porsiyonları mümkün olduğunca küçük olarak tercih edilmeli, tatlı tüketilecekse, hamurlu ve şerbetli tatlılar yerine küçük porsiyonlar halinde sütlü tatlılar tercih edilmelidir. Çikolata ve tatlı tüketimi özellikle çocuklarda aşırı tüketim nedeniyle ishale, kusmaya neden olabileceği ve doygunluk hissi nedeniyle ana öğün tüketimini kısıtlayacağı için, çocuklara yemek öncesi değil yemekten sonra, meyve tatlıları, dondurma ve pudingler gibi tatlılar sunulabilir. Ramazan süresince tüketilen besin miktarları bayramda birden bire arttırılmamalıdır. Güne hafif bir kahvaltıyla başlanılmalıdır. Kahvaltıda kızartma, kavurma yöntemleriyle pişirilmiş besinler tercih edilmemelidir. Yumurta, peynir, zeytin, bolca yeşillik ve tam tahıl grubu ekmeğe yer verebilirsiniz. Sindirim sisteminin düzenli çalışması ve kabızlıktan korunmak için lif (posa) içeriği yüksek olan sebze, meyve ve kurubaklagiller tüketilmelidir. Günde en az 5 porsiyon sebze ve meyve tüketilmelidir. Lif (posa) içeriği yüksek bu besinler aynı zamanda kan şekerinin de hızla yükselmesini engellerler. Ramazan ayı boyunca enerji harcamamak için azaltılan fiziksel aktivitenin bu dönemin sonlanmasıyla birlikte arttırılması oldukça önemlidir. Mümkün olduğunca bayram ziyaretlerine yürüyerek gidilmesi tercih edilmelidir. Fiziksel aktivitenin kan şekeri ve kolesterolü azaltmaya, kilo kaybetmeye ve bağırsak hareketlerini arttırmaya yardımcı olduğu unutulmamalıdır. Yazar: Uzm. Dyt. Havva Kılınç Şunlara da göz atın;Bayram İçin Beslenme Önerileri